Pazar, Şubat 08, 2009

FAYTONLA FİLİSTİN'E ...

Bir sürü bakarkörü, kocaman bir memâlikin etrafına dizmiş ve "Bu nedir?" diye soruvermişler! Götüren kim? Memâlikin etrafına dizen kim? Soran kim?... Bakarkörler susmadan, hep birden ve farklı farklı şeyler bağırıp duruyorlar! Bakarkörlerden sesi en yüksek çıkanınki bazen diğerleri yorulunca duyulur gibi oluyor ama biraz sonra bir başkasının dinlenmiş sesi çıkınca, o da arada kaynıyor!
Memâlikin adı Türkiye. Dünya tarihinin son Türk imparatorluğunun bakîyesi. Haçlı dünyasının son üçyüz yıldır, leş yiyici akbabalar misali parçalamaktan bıkmadıkları, öfkelerini bir türlü dindiremedikleri bir imparatorluğun devamı.
Uygulanan, Türk'ün Avrupa'dan çıkarılışıyla yetinmeyen Haçlı'nın; Tırakya'yı, Boğazları, İstanbul'u, dahası Ege'yi, İzmir'i, Akadeniz sahilleri'ni, Kıbrıs'ı hâlâ elinden alamadıkları Türk'ten almaya çalıştıkları bitmez intikamı!
Bakarkörler -ne yazık ki- bizimkiler! Gûya bizden bu körler! Bu milletin mekteplerinde okumuş, bu milletin her türlü imkânından istifâde etmiş; yetişmiş-yetiştirilmiş ve geleceğe çâre beklenen bizimkiler! Yorgun düşen memâliki sağken didik-didik didikleyen Haçlı'nın etrafına dizdiği kocaman gövdenin etrafında el yordamıyla tutabildikleri yere göre tarif yapıyorlar!
Birileri; Cumhuriyet diyor, tuttuğu yerden tarifle. Cumhuriyet; yâni cumhûrun yöneticilerini seçtiği sistem. Cumhur yani millet, yöneticilerini seçebiliyor mu? Genel başkan adındaki, demokratik padişah(!)ların dediklerinin haricinde birileri, seçim adı verilen sandığa girecek bir metre uzunluğundaki kâğıda adını yazdırabilir mi?
Birileri; en şahlanmış millî duygularıyla tutabildiği ve el yordamıyla benzetebildiği kadarıyla Türk Halkı diyor! Dünyada ayak basmadığı yer kalmamış, atını sürmediği kıta kalmamış; gittiği her yerde, tarihin her döneminde halkları toparlayarak milletleştirebilmiş tek güce, Türk Milleti'ne, halk diyor! Son kırk yılımızda; "halklar, halklara eşitlik, halklara özgürlük, halkların kardeşliği" terâneleriyle milletlikten çıkarılmak istenen, bütünlüğümüzü hedef alan bu art niyetli söyleme, en milliyetçi tavrıyla destek veriyor!
Birileri; Allah ile aldatarak, dîni söylemlerle, îmanlı siyâsi(!)leri demokrasi trenine uygun durakta indirmek üzere bindirerek, demokrasiyi araç kullanıp amaçlarına doğru sür'atle ilerleyerek, "İkinci Cumhuriyet" diyor, tuttuğu yeri tarifle! İkinci Cumhuriyetle de yetinmeyip "Yeniden Osmanlıcılık" diyor! Demekle yetinmiyor! Yeniden Osmanlıcı tarif edilen Hükümetimiz, Filistin olaylarında Hamasçı! Arap dünyası, Hamas'a kızgın! AP Haber Ajansı'nın haberine göre; "Amerikan yanlısı Arap ülkeleri; Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Ürdün, Fas, Tunus, Yemen ve Filistin Yönetimi dışişleri bakanları yaptıkları Gazze konulu toplantıdan sonra bir bildiri yayınlamışlar. "Arap olmayan taraftarların Arap ülkelerindeki gelişmelere yıkıcı şekilde karışmasından rahatsızlık duyuyoruz, bu nahoş ve yapıcı olmayan müdahaleleri durdurmak yolunda bir Arap mutabakatı yaratmaya çalışıyoruz. Amacımız, Filistin halkının tek temsilcisi Filistin Yönetimi ve Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) desteğimizi canlandırmak, Arap barış girişimine destek vermek için Arap Birliği'ni güçlendirmektir." diyorlar! Yani, iç siyâsete malzeme olarak hazırlanan Davos fütûhu, Araplarca iç işlerine müdâhele! Filistin'e yardım diye toplananlar aslında Hamas'a yardım ve Araplar bu yardımı istemiyorlar!
Milyonlarca aşsızımız, işsizimiz varken, işsizlerimiz intihar ederken; ayran bulamıyoruz içmeğe, faytonla gidiyoruz Filistin'e yardım etmeğe! Orada da yolumuzu İsrail kesiyor, yarım saat "diklenmeden dik duruşla" faytonumuzun/arabamızın içinde bekliyoruz sessiz sadâsız!
Memâlik ortada, etrafına dizilen bakarkörler hâlâ tarif yarışında! Önümüze de yakında bir metrelik kâğıtları atmaya mecbûr olduğumuz, demokratik padişahların sihirli sandıkları gelecek! Bakalım bu sihirli sandıktan keklik mi çıkacaaak, kuş mu çıkacak?
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: