Çarşamba, Şubat 25, 2009

DERE ISSIZ, TİLKİ BEY!...

Bizim oralarda, başından büyük işlere yeltenenler için; "Dere ıssııııız; tilki, bey!" derler. Bu, çok ciddî bir uyarıdır! Issız derede kendini bey zanneden tilkiye, bir köşeden kurdun çıkabileceği ve kurdun çıkışıyla da tilkinin beyliği bitmekle kalmayıp kurda yem olacağı hatırlatılır...
Yine bizim oralarda; "Ürümesini bilmeyen it, yürümesine kurt çağırır." derler. Köpek, bütün köpekliğine rağmen, bazı görevlerin de sahibidir. Kapıyı gözetleyecek, her hangi bir yabancının gelişinde kapı zili görevi yapacak, koyunları kurda karşı korumak için çobana alarm görevi yapacaktır. Kurtçul diye tâbir edilen koyun köpeklerinin özellikleri, gereksiz havlamamalarıdır. Bu köpekler havladığında ciddi alarmdır. Huyu bilinmeden koyuna götürülen köpekler, gereksiz havlamalarıyla kurdun dikkatini çeker ve kendi yerini kurda belli ederek yem olmaktan kurtulamaz.
Şimdi; "Taşlamayla sürüye giden it, koyunu kurda verir." tesbitini yaşıyoruz! Çünkü; dere ıssııız, tilki, bey! Çünkü; ürümesini bilmeyen it, yürümesine kurt çağırıyor! Üç tane daha fazla oy alabilirim düşüncesi ile AB ve ABD dayatmalarıyla, zâten demokrasiyi trene benzeten ve belirledikleri duraklarda istediklerini indirip bindiren zihniyetin iktidârında; tilkiye dere beyliği verilmiş!
Bizim olmayan, millî olmayan dolayısıyla da bizi rahatsız eden, milleti rahatsız eden AB dayatmaları tâvizleriyle yüklü yasalar yüzünden bir "suçlular cenneti"ne dönüştürüldü memleketimiz!
Yasalara uymayarak suçlu târifi alan vatandaşlarla; devleti tanımayan, devlete baş kaldıran âsiler, aynı gösterilmeğe çalışılıyor ve bunun adına demokrasi diyorlar! Suçlu târifindekiler, yasaların gereğine katlanırlar. Sessiz sedasız cezâlarını çekerler! Ama bu âsiler, devlete baş kaldırmanın adını demokrasi koyarlar! Devlete isyân etmenin adını siyâset koyarlar! Dere ıssız olunca da tilki gibi beyliğe soyunurlar!
Memleketin yaklaşık elli yaşındaki, en milliyetçi tanımlı partisinin Genel Başkanı, "Gel Hasip! Meclis'in rengini tamamlayalım!" diye iltifât eder bu tilkiden beylere! Yine bu en milliyetçi tanımlı Genel Başkan; kendi teşkilât mensuplarıyla tokalaştığında ellerini kolonyalı mendille üç kere siler, yetinmez gider yıkar ama Meclis'te yasalarımızın boşluğundan istifâde ederek millet vekili ünvan ve dokunulmazlığını kazanmış, bölücü temsilcileriyle tokalaşır ve on buçuk saat ellerini silmeden, yıkamadan oturur!
"Ne mozaiği ulaaan! Gerekirse kan dökeriz!" diye kükreyen kurucu genel başkanının tavır ve sözlerini hem unutur, hem unutturur! İmralı hükümlüsü ile aynı ağızla 'farklılıkların farkında'lık gibi bir bölücü siyâsete çanak tutar!
Böylece Anayasal suç sayılan bazı fiiller, demokratiklik ve fikir özgürlüğü tanımlarıyla; milletimizin ve devletimizin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kadar taşınır! Özürleri kabahatlerinden büyük olur! "Başbakan, Devlet televizyonundan Kürtçe konuşursa, ben niye konuşmayayım?" diye bir savunma geliştirirler!
Aslında hem AKP, hem de DTP adındaki siyâsetin gayr-ı meşrû çocuğu, kendilerini kapattırabilmek için ne lâzımsa yaptılar, yapıyorlar! Dünya hakimi müttefik(!)imizin sahiplenmesi sâyesinde de kapatılmıyorlar! Her ikisi de, demokrasiyi araç kullanan gayr-ı samimi demokratlar! Zâten bu demokrasi denen şey her neyse, kesinlikle millî devlete hasım gâliba!
Demokrasi denilen bu acayip sisteme göre; devlete karşı, millî hassasiyetlere karşı yapılan her şey mûbah ve demokratik ama bütün millî düşünceler suç! Devlete sadakat suç! Milleti, Bayrağı, Atatürk'ü, Vatanı sevmek suç!... Millî değerleri sevmek suçu(!)nu işleyenlerin nerdeyse tamamı da "Devlet Yanlısı Çete" kurmakla ithâm edilerek Silivri'de mahpuslar! Seçimler bitinceye kadar da oradalar!...
Her şeye rağmen; dereyi ıssız görüp kendilerini bey zanneden tilkilere seslenmek isterim: Akıllı olun! Her an, her köşeden bir kurt çıkabilir! Millet, kurt sabrıyla sizi yıllardır izliyor! Milletin sabrıyla daha fazla oynamayın! Gereksiz ürümelerinizle, yürümenize kurt çağırıyorsunuz!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: