Pazartesi, Şubat 09, 2009

DURMAK YOK! YOLA DEVAM...

Hükümeti zorla yıkmaya teşebbüs eden terör örgütü mensûbu, hatta örgütün belki de bir numarası Hurşit Tolon Paşa, delîl yetersizliğinden tahliye edildi. On bir ay sonra! Şimdi birileri, hatta ben bile bu kadar boşa giden, demokrasi adına gasp edilen zaman ve itibar kaybı(!), nasıl telâfi edilecek diye soracak, sorgulayacağız!...
Ümraniye Bombaları ile başlayan bir operasyon, sonradan Ergenekon'laştırıldı ve akıllar karıştırıldı. Önce; "Devlet Yanlısı Çete" diye, hiç bir Türk'ün yüksünmeyeceği bir târif yapıldı! Sonra, "Hükümeti yıkmaya çalışan örgüt" diye bir iddia!...
Suçunun ne olduğunu bilemeden ölen, cenâzesi parasızlıktan ortada kalan örgüt kasaları oldu! Parasız örgüt kasası rahmetli olunca, Türk işçi hareketinin düayenlerinden ve işçi hareketini sınırlar dışına taşırarak örgütleyebilen bir Türkmen Beği, Mustafa ÖZBEK örgüt kasası iddiasıyla tutuklandı! Suçunun ne olduğunu bilemeden yaklaşık iki yıldır içerde yatanlar var! Ve adâletin şaşmaz terâzisi devreye girdi, tahliyeler başladı. Tahliyelerin devâm edeceğinden zerre kadar endişem yok.
Sadece; boşa giden zamana, sekteye uğratılan Sivil Toplum Örgütleri'nin organize ettiği, milyonları bir araya getirebilen, demokratik mitinglerin yok edilişine yanarım!
Son "Davos Fütûhatı"ndan sonra, tamamen alternatifsiz kalan AKP'nin; demokrasi treniyle, uygun durakta inmek üzere yaptığı; "Durmak yok! Yola devam!" yolculuğuna ve bu trene binme yarışına yanarım!
Yol da AKP'nin, tren de! Maalesef vagonlardaki yolcular da AKP'nin, ona yanarım! Hâlâ niye yaptığını anlayamadığım, yorumlayamadığım Abdullatif Şener'in istifâsını; "Bu trenden inenler, yolda kalırlar." böbürlenmesinin -sanki- gerçekleştiğini gördüğüme yanarım!
Osman Pamukoğlu Paşa'nın Hak ve Eşitlik Partisi'nin yerel seçimlere katılamayışına; Büyük Birlik Partisi gibi, Bağımsız Türkiye Partisi gibi millî duruşlu, Demokratik Sol Parti gibi solcu partilere karşı yürütülen fısıltı kampanyalarının müthiş başarısına ve milletin ısrarla hiç bir şeye yaramadıklarını yıllardır bildikleri partilere karşı yaklaşımlarına yanarım!
Türkiye'de 12 Eylül Kıyameti'nden sonra; öğrenci hareketleri yani anarşi yok! İşçi hareketleri, işçi mitingleri yok! Demokratik hakkını kullananların tamamı cezaevlerinde! Yaklaşık otuz yıldır,varsa yoksa tek anarşi ve anarşist; Güneydoğu'da başlatılıp sonra Doğu'ya, sonra da metropollere taşınan PKK bölücülüğü... Yıllardır canları pahasına, teröristlerle mücâdele eden kahramanlarımızı, paşalarımızı, gazilerimizi; "Hükümeti Yıkmaya Çalışan Örgüt" diye suçlama ve tevkifler var!
Hadi be! Hadi ordan be!...
Askerimizin başına çuval geçirilip millî haysiyetimiz rencîde edildiğinde, baş danışmanı tarafından; "Bu adamı foseptiğe süpürmeyin. İstifâde edin!" diye yalvarılıp rencide edildiğimizde tıkı çıkmayanların, Davos'ta önce kükreyip sonra; "Moderatöre öfkelendim!" diye yan çizmesinin adının, kahramanlık koyulmasına yanarım!
Demek ki; başımıza çuvalı geçiren de, başbakanı foseptiğe süpüren de, yıllardır binlerce mehmetçiğimizi şehit eden de, kameralar önünde Filistinli'nin kolunu taşla ezen de, Filistin'de ve Irak'ta katliamları yapan da, Irak'a demokrasi getirip bir milyondan fazla Müslümanı katleden ve tesettürlü Müslüman kadınlara tecâvüz eden de, o moderatörmüş! Dünyanın en büyük ve güçlü suçlusunu tesbît ederek Davos'ta fırçalayan Başbakanımız'la ne kadar övünsek az değil mi? Başına çuval geçirilen, başbakanı foseptiğe süpürülen, parayla toprakları ve madenleri satılabilecek kadar, küresel krizi teyet geçiştirebilecek kadar sağlam bir Türkiye yönetiminden endişe etmek, ihânet olmaz mı?
AKP treni, yerel seçimler durağında! Binmeyen ve inen yolda kalır, ona göre! Benden de bir beyaz mendil ve "Anca gidersin! Güle güle!" temennisi...
"Durmak yoook! Yola devaaam!"
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Yol da AKP'nin, tren de! Maalesef vagonlardaki yolcular da AKP'nin, ona yanarım! Hâlâ niye yaptığını anlayamadığım, yorumlayamadığım Abdullatif Şener'in istifâsını; "Bu trenden inenler, yolda kalırlar." böbürlenmesinin -sanki- gerçekleştiğini gördüğüme yanarım!
Osman Pamukoğlu Paşa'nın Hak ve Eşitlik Partisi'nin yerel seçimlere katılamayışına; Büyük Birlik Partisi gibi, Bağımsız Türkiye Partisi gibi millî duruşlu, Demokratik Sol Parti gibi solcu partilere karşı yürütülen fısıltı kampanyalarının müthiş başarısına ve milletin ısrarla hiç bir şeye yaramadıklarını yıllardır bildikleri partilere karşı yaklaşımlarına yanarım!

HOCAM YAZININ BU KISMINI TAM OLARAK AÇARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM
MAİL ADRESİM
tayfungundogdu@hotmail.com