Pazar, Mart 30, 2008

APTAL DEĞİL, ASLAN SARIŞINIM BENİM !...

Kimin elinin, kimin cebinde olduğunu, ve bu kimlerin kim olduklarını; kimin, kimin karısı veya metresi ile nerelerde ne haltlar ettiğini, bbg'yi, bilmem neyi seyredecek kadar en-tellek-tüellerden olmadığım için ey vah ki ey vah kaçırmışım!
Allah'tan büyük gazeteciler(!)imiz var da, bu magazinsel ve ülke kalkınmasında hayati ehemmiyete haiz programları izliyorlar ve hayati derecede önemli haberi atlamıyorlar!
Şimdi yürekten tebrik ederek bir büyük gazetecinin köşesinden, benim aklımı uçuran bir diyalogu, aralarını atlayarak iktibas edeceğim. Ve vallahi köşe sahibi Can Ataklı'yı yürekten tebriklerimle! Hangi TV'nin, hangi günkü, hangi programında olduğunu bilmediğim bir programda olmuş bu diyalog. Can Ataklı'nın köşesinden alıntı. Müjde Ar ile Aysun Kayacı konuşuyorlarmış. Konu, demokrasi ve parti kapatmalar. İşte diyalog:

"A. Kayacı: Ben vergi veriyorum, vergisini vermeyen dağdaki çobanla benim oyum niye eşit?
M. Ar: O zaman en çok vergi verenin 60 oyu olsun!
A. Kayacı: Ama siz şu an ayak takımının iktidara getirdiği partiden şikayet etmiyor musunuz?
M. Ar: Biz ayak takımı demedik ki!
A. Kayacı: Sonradan belediyelerin diploma dağıtır gibi tapularını dağıttığı gecekondu dikenle, kaçak elektrik kullananla, ki bu yüzbinleri buluyor, Türkiye’de vergi kaçıranla benim oyum neden eşit acaba?
M. Ar: O zaman seni gecekonduya göndereyim iki gün yaşa!
A. Kayacı: Bir siyasi parti gelip gecekonduların bilmem nesini verecek, odun verecek, kömür verecek. Ondan sonra da memleket Arabistan olacak. Oldu da."

Şimdi Allah aşkına insafla mukayese edelim. Gece yarılarına kadar, saatlerce süren, kocaman kocaman adamların, en-tellek-tüellerin, prof.ların, kocaman gazetecilerin, hiç bir şey söylenmeyen, hiç bir şey anlaşılmayan programları mı, yoksa çok sâfiyâne, millet ağzıyla ve çok ta demokratça fikrini söyleyen ve bu yüzden "aptal sarışın" sıfatı yakıştırılan Aysun Kayacı'nın program kazası mı çok daha şey söyledi?!
İşte fark burada!
Milyon dolarlarla transferler yaşayarak "Dolma Kalemler" kervanına katılan "şeyh-ül muharririn"lere inat, bir güzel kızcağız milletleşiyor! Demokratlaşıyor! Evlerde, sokaklarda, cami avluları ve bahçelerinde milletin söylendiklerini, programa taşıyor! Ve bu iş kazası(!)ndan dolayı da "aptal sarışın" sıfatını pekiştiriyor!
Ben; malesef, mateessüf bu tarife katılmam. Katılamam!
Ona aptallık demez cesâret ve samîmiyet derim. Güzelliğine de güzellik derim. En-tellek-tüellerden geçinen akıllı esmere ve onları dinleyenlere, izleyenlere verdiği dersten dolayı, vermeyi başardığı doğru mesajdan dolayı bütün kalbimle tebrîk ederim Aysun Kayacı'yı.
Aferin be Kızım! Eğer seni AKP aleyhinde konuştun diye, yıllardır demokrasi katillerinin katlettiği demokrasiye muhalif sayarak programlardan yasaklamazlarsa, aynı tarzda konuşmaya devam et lütfen.
Şimdiden sonra eve tembihleyeceğim. Aysun Kayacı'nın konuk edileceği programları izlemeğe gayret edeceğim. Hele bir de konu siyâsi ise vallahi kaçırmayacağım! Çünkü Aysun Kayacı'nın sâfiyeti, samîmiyeti ve cesâreti hiç bir siyâside yok! Hatta; dedesi vatana ihânetten suçlu bulunarak îdam edilmiş, etkili ve yetkili bir siyâsimiz(!)de, Aysun Kayacı'ya; "Edepsiz!" dediği cevâbında, dedesini şehit olarak târif etmiş! Ben de bilmeyenlere, bunu duyurayım bâri!
Akıllı düşününceye kadar, deli vurup geçiyormuş be Aysun Kayacı!
Helâl olsun sana! Sonsuz tebrikler!
Sana "aptal sarışın" demesine rağmen, senin söylediklerinden haberimin olmasını sağlayan Can Ataklı'ya da kızmazsın umarım. Tabi "aptal sarışın"lığı iltifat olarak algılarsan başka!
Aptal değil, aslan sarışınım benim!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: