Çarşamba, Mart 05, 2008

NİYE PAŞA'M ? NİYE ?...

Yıllardır; şer güçlerinin, "Dolma Kalemler"in, yerli işbirlikçilerin, bölücülerin, Karen Fogg Çocukları'nın ağız birliği ile saldırdığı kişi ve kurumları savunmak, onların methettiklerine de saldırmak gibi bir refleks icâd etmiştik, "Ülkü Devi" Yılma DURAK Ağabeyim'den öğrenerek!...
Büyükanıt Paşamız'ın Genel Kurmay Başkanlığı söz konusu olduğu dönemlerde artan bir dozla ona karşı yapılan saldırılara da aynı mantıkla karşı durmaya çalışmıştık. Sonunda bütün şer güçlerinin isteklerinin aksi olup Büyükanıt Paşa Genel Kurmay Başkanı olunca, derin bir nefes almış ve "Oooooh!" çekmiştik!
Bütün uzaktan kumandalıların ağız birliği ile saldırdığı Paşa, demek ki bu millettendi. Demek ki, olaylar karşısındaki tavrı Türk Milleti gibi olacaktı. Atatürk'çe olacaktı. Başka olsa, bu şer odakları ağız birliği ile önünü kesmeğe gayret ederler miydi?!...
Muhteşem Türk Atatürk'ün mîrası olan Cumhûriyet ve kazanımları, ciddî tehlikelere muhataptı! Ciddî tazyîklere muhataptı! Büyükanıt Paşa'nın göreve gelişi ile 'millî akl-ı selîmler'in yüreğine su serpilmişti.
Devlet olarak darda, millet olarak zordaydık!...
Bu zor süreçte, yıllar süren "tezkere" sendromları yaşadık! Sonra bir "E-Muhtıra", seçimler öncesi!... Milletin %53'ünün tasvip etmediği ama kahhar bir çoğunlukla sandıktan AKP'nin çıkmasındaki etkenlerden birisi olarak ta bu "E-Muhtıra" gösterildi hep!...
Biz yine ısrarla, güvenilirlik sıralamasındaki birincilik yerini hep muhafaza eden genel Kurmay Başkanlığımız'ı savunanlardan olduk...
Sonra sınır ötesi operasyonunun gerekliliği söylendi ve siyasi erkin yetki vermemesinden şikâyet edildi! O da oldu. Gecikmeli de olsa, siyâsilerimizin ABD'ye gidip gelmesinden sonra da olsa, Meclis'in ezici bir çoğunluğu ile nerdeyse ittifakıyla, operasyon yetkisi verildi Ordumuz'a... Ve bütün dünyayı da, teröristleri de şaşırtan muhteşem harekât yapıldı!...
Yıllardır Irak'ı işgal etmiş ve Müslümanlara zulmeden ABD'nin "Kısa süreli olsun!" çağrısına, "Kısa süre izâfidir. Bir gün de sürer, bir yılda..." şeklindeki cevabı ile, bütün millî duygularımız şahlandı! Sonra bu heyecan verici açıklamaların hemen ertesinde operasyonun bitirildiği açıklandı!
Millet, sus-pus oldu! Millet sükût-i hayâle uğradı!
Siyâseten saldırarak tenkîd edenlere, tepki verdik hemen...
Amaaaaaaa!... Genelkurmay Başkanlığı'nın;
"Bu saldırılar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele azmine, hainlerden daha fazla zarar vermektedir." şeklindeki, öfkeli cevâbî açıklaması ile aklımız dumura uğradı!...
Bölücülerin siyâsal uzantılarının Meclis'te ve Güneydoğu'da yaptıkları karşısında susan, türban konusunda tıkı çıkmayan, Vakıflar Yasası'nda yine sessizliğe bürünen Genel Kurmay'ın; Atatürk'ün kurduğu Ulusalcı CHP ve Milliyetçiliğin nerdeyse tek adresi olmuş MHP'ye karşı bu cevâbî saldırısını, yorumlamakta sıkıntıdayız!...
AKP'nin; "Genel Kurmay Başkanı'da devletin kadrolu bir memurudur." tarifine, tarzına itiraz edilmezken, muhalefetin tenkîdine -ki muhatap kesinlikle hükûmetken- neden böyle sertçe cevap verildi? Anlamak sıkıntısı çekiyoruz!...
Oysa seçimler arifesinde, yalvararak;"Paşam! Siz sınırlarımızı muhafaza edin. Düşmanlarımıza hadlerini bildirin. -Allah korusun- ölürseniz şehîdimiz, kalırsanız gâzîmiz olarak kahramanlaşın! Siyâseti ise bize, millete bırakın. Deneme yanılma metodu ile mutlaka doğruyu buluruz!" diye seslenmiştik!...
DTP'lilerin yaptıklarında, türban yasasında, Vakıflar Yasası'nda ki suskunluğunuzu keşke devam ettirseydiniz Paşam! Keşke sizi tenkîd edenleri, göyüslemeği bize, millete bıraksaydınız!...
Şimdi lûtfen, istihbârât birimlerinizi milletin içine bir salıverin ve milletin üç gündür neler dediğinden haberdar olun! Hele İzmir'i, Allah aşkına çok dikkatle dinleyin!...
Askerce bir tavır olan; "En iyi müdafaa, taarruzdur!" taktiği, siyâsete göre değil Paşam!... Aklımızı bu kadar karıştıran, siyâseten safların bir günde yer değiştirmiş gibi görünmesi oldu! Yanılmayı çok ama çok istiyoruz . Târihimizin bu en kötü ve tâlihsiz münakaşası, hemen bitsin istiyoruz...
Yaşar Büyükanıt'ın kazanç veya kârı, zerre kadar umurumuzda değil. Ama Genel Kurmay Başkanlığımız'ı, Büyükanıt'tan bile kıskanırız!...
Bir daha ve Vallahi yine fısıltıyla; "Niye Paşam? Niyeeee?"
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: