Salı, Mart 04, 2008

LA FONTEN TİLKİLERİ...

"Silâh korkaklarda, para cimrilerde, iş ehil olmayanlarda olursa düzen bozulur." Hz. Ebu Bekir(r.a.)

Ne var ki böyle yöneticiliğe?!...
Böylesi bir siyâsi erk olmakta ne zorluk ola ki?!!..
Sınırı Ordu korusun. Sınır ötesi operasyonlara Ordu gitsin. Şehit te, Gazi de Ordu'dan olsun. Sadece Ordu mensuplarının anaları ağlayarak "Vatan sağ olsun!" desin. Hâriciye ve diplomasiyi Ordu yapsın... Bütün bunlardan artan zamanında da, iç işlerine Ordu baksın. Sınır içindeki yani Vatan sathındaki asayîşi de Ordu sağlasın!...
Allah(c.c.)'a binlerce şükür ki böylesine ehîl bir Ordumuz var ve sayılan bu işleri; devlet olmanın, devlet kalmanın bedeli olarak saysın ve yapsın. Bu görevlerini yerine getirirken de, yan gelip yatsın eyvallah!...
Ama duruuun! Bitmedi dahaaa!...
Nasılsa bu kadar ehîl, bu kadar gönüllü ve başarılı bir Ordumuz var. Mâdem ki var o zaman; Atatürk'ün mîraslarına, Cumhûriyetin kazanımlarına, demokrasiye de o sahip çıkarak korusun!...
Hatta; bu karınlarından konuşan siyâsîleri rahatlatmak için ya türbanı yasaklayarak bir kesimle, ya da serbest bırakarak diğer kesim milletle kavgalı duruma da Ordumuz girsin!...
Milletle arası açıldı diye de bu siyâsi erk sevinsin öyle mi?!...
İnsan hakları, demokrasi, özgürlük maskeleriyle onlarca yıldır 2.cumhuriyetçilerin tezgâhladığı, uyguladığı oyun bu!... 90-100 yıl önce de aynı maskeler, terâneler ve "2. meşrûtiyetçiler" adıyla aynısını yapıyorlardı!...
Akıllı sadece bunlar ya!
Zekâ sadece bunlarda var ya!
Bunların bu oyunlarını kimse göremez ya!
Bebeklere kurşun sıkan, hamile kadınlara, yaşlı-genç, çoluk-çocuk demeden Kürtlere ve görevlilere kurşun sıkan; şehirlerde yağmacılık-talancılık yapan, komşusunun arabasını yakan, Vatan bütün kalsın diye canlarını göz kırpmadan veren Ordumuz'a işgâlci diyen, 30.000 kişinin katilini nerdeyse sütten çıkmış ak kaşık diye tarif ederek ona af istemek cesâretini gösterenlerin ve bunlara insan hakları maskesiyle destek olan "karanlık aydıncıklar"ın, 2.cumhuriyetçilerin mandacılığını, işbirlikçiliğini kimse fark edemez ya!...
"Karen Fogg Çocukları"nın, "Dolma Kalemler"in, "Dinler Arası Diyalogcular"ın, Medeniyetler Arası İttifakçılar'ın, bölücülerin, hâinlerin, "PuKaKa"lıların şimdi ağız birliği ile Ordumuz'a saldırmalarındaki asıl gâyenin; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, millet nazarındaki en güvenilir kurum olma özelliğini, hedef seçtiklerini de kimsenin anlamayacağını zannediyorlar ya!...
Cumhurbaşkanı'na özel kalem müdürü kadar yakın olduğu ve yakın mesâi arkadaşı olduğu artık gazete sütunlarında ve ağızlarda olan bir "Dolma Kalem"in, adını jurnâllediği Gerçek Gazetecileri, Vatansever Öğretim Görevlileri'ni, şerefle bir ömür görev yapmış emekli Askerler'i; "Devlet Yanlısı Çete(!) Kurmak" suçlaması ile göz altına alarak-aldırarak kendilerinin oyunlarını fark edenleri, yıldıracaklarını zannedecek kadar da gözlerini karartmışlar ya!...
Onbin yıldan fazladır dünyaya hükmetmek hayaliyle, iç güdüsüyle var olagelmiş bir milletin ahfâdını, bu iki-üç uygulama ile korkutabileceklerini zannediyorlar ya!... Herkesi kendileri gibi zannediyorlar ya!...
Çok güzel şiir okumalarına, hamasî ve öfkeli hitâbeti çok iyi yapabilmelerine rağmen;
"Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten.
.............
Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki âlâdır vezâretten sadâretten.
..............
Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten." diye Milletin attığı nârâları duymayacak kadar da sağırlaştılar veya aymazlaştılar ya!...
Tecrübelerimizden hareketle duyduklarında onlar için vaktin çok geç olacağını biliyorum, ama umarım Millet için vakit çok geç olmaz, yapılan tahrîbatın tâmiri çok sürmez!...
Vay! Kurnaz La Fonten tikileri vaaaaay!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: