Cumartesi, Mart 15, 2008

EŞİM, SENİ SİNE SİNE SÜREN KİM?

Duygularımı tarif edemiyorum!...
Elbette her devletin, her sistemin kendini koruma refleksi, kendini koruma yöntemi olmalıdır ve vardır. Bu koruma, korunma refleksi ne kadar milletinkine benzerse o kadar millÎdir diye düşünüyorum.
Yüzde kırkyedi oy aldığı için kendilerini güçler üstü güç gören AKP'liler, yanlıştaydılar! Yanlış yapıyorlardı! Bu yanlış ve ısrarcı davranışları ile de milletin yüzde elli üçü ile, nerdeyse selâmı-sabahı kesmişlerdi! 1960 öncesinin birbirine tahammül edemeyen iki kutuplu Türkiye'sine doğru, hızlı bir gidiş vardı.
Bu sessiz ama can inciten kaos içinde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin destansı kahramanlığı kaynadı gitti! Beceren nasıl becerdiyse; Türk Silahlı Kuvvetleri ile Türk milliyetçilerinin siyâseten adresi tarifli MHP ve Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP, kavgalı hale getirildi!
Türk Silahlı Kuvvetlerini savunmak AKP'ye düştü!...
Savaş vardı, ekonomik kriz geldim-geliyorum diyordu, ABD'nin en yetkili diplomatları Türkiye'de sabah kahvaltılarına, ikindi çaylarına geliyorlardı! PKK ile masaya oturun telkinleri, dayatmaları başlamıştı! İran, yıllarca savaştığı Irak'a ziyaret yapıyordu. Rusya yeniden kendini toparladığını belli edercesine ABD'ye ve yandaşlarına kafa tutuyordu. Genel Kurmay Başkanımız, Afganistan'daki teröristlerin nükleer silah edindiklerinden falan bahsediyordu. Sınır içinde ve sınır ötesinde sıcak çatışmalar devam ediyordu ve ediyor! Bizimkilerse, siyâsilerimizse türbanla uğraşıyor, türbanla saklanıyorlardı!
Millet te, siyâsilere inat Atatürk miraslarına ve Cumhuriyet kazanımlarına sahiplenmek ve korumak için AKP'ye karşı bloklaşmaya hazırlanıyordu! İzmir'de ve Ege'de; Deniz Baykal'ın son günlerdeki performansı yüzünden kırgınlıklar, kızgınlıklar nerdeyse unutulmak üzereydi. Millet; önümüzdeki yerel seçimlerde öfkesini ve sevgisini sandıklarda göstermek üzere hazırlanıyordu kiiii gündeme bu kapatma davası düştü!...
Elbette kimse kendisini adaletten, yargıdan üstün görmeyecek. Elbette yüzde yetmiş oy almış olsa dahi kimsenin kanunsuz davranmak ayrıcalığı olamayacak. Ama hukuk, herkese aynı mesafede ve aynı yaptırımda olacak ki adına adâlet denilebilsin!
AKP'nin kapatılması gereğini daha ilk girdikleri seçimlerden hemen 5-6 ay sonra Erzurum'dayken yazmıştım. Milli Görüşçülerin takîyye yaptıklarını, asla değişmediklerini, kürsülerde başka milletin içinde fısıltıyla başka konuştuklarını tesbit ederek yazmıştım. Devletin yetkili kurumlarından defaatle inisiyatiflerini kullanmalarını haykırarak, imdat isteyerek söylemiştim.
Bölücülere tanınan toleransı, hiç anlayamamış hiç hazmedememiştim. Şimdi AKP'yi DTP'lilerin demokrat maskesiyle savunmalarını da anlayamıyor ve hazmedemiyorum! AKP; Diyarbakır ve İzmir Büyükşehir Belediyelerini kazanmak uğruna herşeye evet diyebilecek bir hırs ile hareket ediyordu. Diyarbakır'da DTP adındaki PKK ile, İzmir'de ise CHP adıyla Türk Milleti ile çok ciddi bir siyasi kapışma yaşanacaktı!...
Diyarbakır'da bölücülük adına bir merkez kurulmuş; İzmir'de "Bölünmez Bütünlük" adına, Atatürk Miraslarına sahiplenme adına, Cumhuriyet kazanımlarını savunma adına bir "yeniden Kuvayi Milliye" ruhu oluşmuştu. AKP'de bu kaleleri düşürebilmek için hükûmet olmanın da verdiği bol keseden harcamalarla, saldırıya hazırlanıyordu kiiiii gündeme bu kapatma davası düştü!...
Parti kapatarak demokrasinin korunamadığını anlayacağımız güne kadar; demokrasiyi ve cumhuriyeti koruduklarını zannedenler, taktik hatası yapmaya devam edeceklerdir. Yapmayın Allah aşkına! Parti kapatarak taraftarları, fanatikleştirmeyin! Milleti yasa ile germeyin! Millete rağmen Vallahi bir şey olmaz!
Yasaklı belediye başkanlarının içinde DTP'lileri de görmezse bu millet, sizin vereceğiniz kararı ne kadar adil bulur?! Ve sizin cezalandırdığınız kişileri sahiplenerek iyice büyüteceklerinin farkında değil misiniz?
AKP'nin önderliğindeki 2.Cumhuriyetçiler'in, Büyük Ortadoğu Projesi taraftarlarının, üniter yapımızı hedef almış bölücülerin, AB'cilerin, ABD'cilerin, yerli işbirlikçilerin; millete karşı, millet oyu ile güçlendirilmeleri operasyonuna, yargıda mı ortak oldu yoksa?!...
Kapatılan parti mensupları, inanılmaz derecede mazlumlaşacaklar ve millete sığınacaklar, yeni bir adla kuracakları parti ile de milletin on yılını daha hebâ edecekler farkında değil misiniz?
Vallahi attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değmedi!
Madem ve şükürler olsun ki varsınız, yasaklayın suçluları, dokunmayın partilere ve sonrasını millete bırakın artık!
Tam moralimiz düzelmiş, millet olarak siyâseten bir şeyler yapmaya hazırlanılmışken, hevesimizi kursağımızda koydunuz!... Hani hepimizin çocukken oynadığımız bir oyun vardı. Gözü bağlı ebeye, arkadaşları vurarak sorardı; "Eşim, seni sine sine süren kim?"Yoksa milletin gözünü bağlayıp bu oyunumu oynatıyorsunuz?
İçimden geçenleri, bir söylesem, bir duysanız!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: