Çarşamba, Mart 12, 2008

MİLLETİM ! BU, SEN MİSİN ?...

Artık karar zamanı!
Türk Milleti, Büyük Milletim; bu sen misin?
Bu, biz miyiz? Bu aymaz toplum, kim? Kimiz?!... Şimdi karar zamanı!
Duyarlı mıyız, aymaz mıyız?
İnleyen komşumuzu, karındaşımızı duyar mıyız?
Mert miyiz, nâmert miyiz?
Köle miyiz, tebaa mıyız, fert miyiz?
Yandaş mıyız, yoldaş mıyız?
Ortak mıyız, karındaş mıyız?
Millet miyiz, halk mıyız, vatandaş mıyız?
Taraftar mıyız, Ülküdaş mıyız?
Müstemleke miyiz, hür müyüz?
Türkiyeli miyiz, Türk müyüz?
Ümmet miyiz, cemaat miyiz?
Hilâfet miyiz, Cumhuriyet miyiz?
Evlâtlarımızı kınalayarak, davul-zurnayla Mehmetçikleşsin diye Peygamber(s.a.v.) Ocağı'na ve severek Peygamber(s.a.v.) ağuşuna gönderecek kadar inanmış bir millet miyiz; "Vatan sağ olsun!" diyerek uğurladığımız şehîdlerimiz'in emeklerini inkâr edenlere itirâz edemeyecek kadar illet miyiz?!...
Bilmez miyiz, devlet olmak zor?!
Bilmez miyiz, devlet olduktan sonra devlet kalmak zor?!
Bilmez miyiz; vatansız millet, milletsiz devlet olmaz?!
Bilmez miyiz, devlet bayraksız olmaz?!
Bilmez miyiz, istiklâlsiz bayrak dalgalanmaz?!
Bilmez miyiz, bayrağın dalgalanmadığı yerde ezân okunmaz?!...
Türk Milleti!
Bayrağımıza selâm vermeden uçan kuşun yuvasını bozmazsak; bayrağımıza uzanan elleri kırmazsak; vatanımıza yan bakan gözü oyup çıkarmazsak; devletimize kast etmeğe niyetlenenleri, geldikleri yere kadar kovalamazsak;toprak vatanlaşsın diye toprağa karışmazsak; toprak vatanlaşsın diye toprağa karışanlarımızı destanlaştıramazsak; her Mehmetçiğimizi ayrı ayrı kahramanlaştıramazak; 'asker millet' tarifli tek millet olan Milletimiz'i ordusuyla-devletiyle barışık tutamazsak; tasmalı tok köpekliktense, aç ama hür kurtluğu tercih etmezsek; "Devletli Millet" olarak kalabilir miyiz? Bağımsız olmayanın nâmûsu olur mu?
Milletim!
Bu sen misin?
Bağımsızlığımızın, ciddî mânâda tehlikede olduğunu; Mehmetçiğimizin korkunç doğa ve iklim şartlarına da kafa tutarak yazdığı kahramanlık destanının görmezden gelindiğini; Ordumuz'un cephede efsâneleşerek yaptıklarının masa başlarında, kapalı kapılar ardında boşa çıkarıldığını; Dünya işgalciliğine soyundurulan "Haçlı Silâhşörü ABD"nin Başkan Yardımcısı'nın, siyâsilerimizi denetlemeye geleceği bu zor günlerde, bu kadar sessiz kalan sen misin?
Köle miyiz, hür akıllı-hür vicdânlı fert miyiz?
Ümmetin içinden asîl bir millet miyiz, "Ne mutlu Türk'üm diyene." diyeni baş tâcı eden miyiz?
"Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç olur!" diyen miyiz?
Türk müyüz, Türkiyeli miyiz? Türkiyeli, sâdık azınlıklarımıza huzûr verebilecek kadar muktedîr miyiz?
Mozaik miyiz, çiçek bahçesi'nin mevsimlik solan çiçekleri miyiz, "renkli mermerin farklı renkleri" miyiz?
Bu sorularımızın cevâbını; duruşumuzla, vuruşumuzla, ölüşümüzle, ölüme gülüşümüzle açıkça vermek zamanı!...
Türk Yûsufları, kuyudan çıkarmak zamanı!...
Düşmâna görünmemek için siperi terk ederek kaçıp saklanan ve insan hakları havârisi kesilenler, çürük raporu ile çocuklarını cepheden saklayanlar, senden olabilirler mi?!...
Milletim! Bu görünen sen misin?
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: