Pazar, Mart 30, 2008

BİZ DE ÜMMETİZ !...

Değişmek maharet ya!
Gömlek değiştirmek; asrîlik, medenîlik, terâkkiperverlik, avrupalılık ya!
Değişirsen, gömlek değiştirip asrîleşirsen BOP Eş Başkanı olursun ya!
Bu kadar rağbet gören değişme ve değiştirmeye "Mehter Yürüyüşü"de tâbi tutuldu! İki ileri, bir geri olan yürüyüş; iki geri, bir ileri olacak artık! Ve geri geri ilerleyeceğiz!
Merkez bankası haricinde Ziraat Bankası'ndan başka devlet bankası kalsa, sivil sermâye sahiplerini veya sermâye kuruluşlarını, STK kabul edeceğim. Ama yok!
Kendi kendilerine STK ünvanı veren sermâye sahipleri, sağ duyuya davet ve birer adım geri çekilinmesini tavsiye ediyorlar!
Başbakan, anında reddetti! Baykal, niye ve hangi davranışından geri adım atsın? MHP'nin geri atacağı, ileri attığı bir adımı var mı? Bölücülerin siyasal uzantıları, ikişer-üçer adımlarla habire ileri atılıyorlar partilerini kapattırabilmek için!
"Velev ki" Başbakan, geri adım atmaya niyetlense, bırakırlar mı?
Bir haber programında izledim. Katılımcı, altını kalın çizgilerle çizerek bir tesbitini açıklıyordu. AKP öncesinde Türkiye'de 6 (altı) dolar milyarderi varmış. Şimdi ise 38 (otuzsekiz) dolar milyarderi olmuş! Hadi! Başbakan ol ve geri adım at bakalım!
Seçimlerden seçimlere; kömür çuvallarının, makarna-pirinç-nohut paketlerinin kaynağını merak edenlere, bu bilgi yarar değil mi?
Dolar milyarderleri, hediye paketlerini dağıtırken Başbakan da; "Ananı da al git!" diye, "Gözünüzü toprak doyursun!" diye, "Askerlik yan gelip yatmak yeri değildir!" diye diye oy aldı! Yine aynı metodlarla, üstünede mazlumluk tarifini, müslümanlıklarından dolayı engellendiklerini ekleyerek oy almak hazırlığında! Başbakan; kimleri, nerede, nasıl öpeceğini çok iyi biliyor!
Kıssa bu ya:
Yakışıklı, doğru tarifli ama biraz zampara fıtratlı adam; çok güzel bir kadının yanında, çok güzel bir çocuk görür. Kadına çocuğunu severek yakınlaşmayı dener. Çocuğun yanına diz çökerek sever okşar; "Oğlum, adın ne?" diye sorar. "Muhammet, amca." cevâbıyla iyice cûşa gelir. "Adı da nasıl yakışmıııış! Hz.Peygamberimiz(s.a.v.)'in adı. Ben bu adın sahibini öperim." der ve çocuğu öper. Adamın bakışlarından ve yaklaşımından huylanan kadıncağız, soluğu kadıda alır. Kadıya kendisinin tâciz edildiğini anlatarak şikâyetçi olur. Kadı, hemen kollukçuları salarak adamı derdest ettirir ve getirttirir. Adama durumu ve şikâyeti anlatarak sorar:
- Sen bu evli-barklı kadını neden tâciz ettin?
- Hâşâ efendim! Çocuk, siz de gördüyseniz hak verirsiniz ki çok güzel maşallah. Adını sordum. Adı da Resulullah(s.a.v.) Efendimizin adı olunca dayanamadım, kanım kaynadı ve öptüm.
Kadı, dinler bu pişkinliğe öfkelenir de:
- Sen her adı Muhammed olanı öper misin?
- Öperim efendim.
Kadı, mahkemede önceden tedbîrini almıştır. Mübâşirine "Muhammed'i içeri alın." tâlimatını verir. Mübaşir kapıyı açar ve seslenir:
- Muhammeeeed!
İçeri biri girer. Pejmürde bir kılıktadır. Salyası, sümüğü birbirine karışmış, saçı-sakalı uzanmış ve kirli biridir bu Muhammed. Kokusu, girer girmez mahkeme salonunu kaplar. Kadı:
- Madem ki her Muhammed adlıyı öpersin, o zaman bunu da öp! diye tâlimat verir. Adam, bir kapıdan giren iğrenç kişiye bakar, bir de kadıya:
- Efendim! Peygamberimiz(s.a.v.)'in ümmeti, sadece bendeniz miyim? Onu da siz öpüverin! der...
Dedik ya, kıssa bu!
Başbakanımız'ın; kimi, nerede, nasıl öpeceğini çok iyi bildiğini de söyledik. Biz de Muhammed Ümmetiyiz ya!
Öpülemeyecek kadar kirli, salya-sümüklü, kokuları metrelerden duyulan Muhammedleri de bizim öpmemizi bekliyorlar!
Pek te haksız değiller mi ne?!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: