Cuma, Kasım 07, 2008

SENARYOYA DİKKAT MİLLETİM!...

İki üç gündür, hatta 15 gündür, ABD seçimleri var gündemde. Gündemde derken vatandaşın ilgi alanında değil! Zorla, can çekişen vatandaşın ilgisi, buraya çekilmeğe çalışılıyor. ABD; tarihiyle yüzleşmiş miş, yüzlerce yıldır zulmettiği, dışladığı, ötekileştirdiği, otobüslere ayrı bindirdiği siyâhîlerden birini başkan seçmiş miş! Bir sonraki seçimlerde de soy kırıma tabi tuttukları kızılderililerden birini seçebilirlermiş! ABD'de ki değişim, bütün dünyaya sirâyet edermiş, etmeliymiş miş!...
Yâni; bu değişimi biz de yaşamalıymışız demeğe geldikten sonra; logosunda "Türkiye Türklerindir." sloganını taşıyan uzaktan kumandalı Doğan Medya'nın kaptanı Özkök, sorusunu patlatmış; "Bizim ülkede bir Kürt’e Cumhurbaşkanı seçilmesi için oy verir misiniz?" ve devam etmiş; "Tabii Kürt kimliğini öne çıkaran bir Kürt’e..."
"Hadi ordan! Hadi ordan! Sizi garsonlar siziii!"
Daha dün, patronlarının danışıklı döğüşler yapıp, karşılıklı menfaatlerde anlaşınca sustukları, Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk seçildiği zamanlardaki yayınlarını zannederim her kes hatırlar! Yasaklı Recep Tayyip Erdoğan'ın; Abdullah Gül başkanlığında hükümet kurulduktan sonra, ABD'ye giderek Bush'la görüşmelerini, döndükten sonra Deniz Baykal'ın müthiş demokrat yardımıyla yasağının kaldırılarak Siirt'ten seçildiği dönemleri de hatırlardadır!...
Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir kere bile "Türk'üm. "dediğini duyan var mı? Dahası, kaç kere; "Gürcü asıllıyım." dediğini, sayan var mı?...
Soyuna-sopuna bakmak kaç kişinin aklına geldi? Yoksa bu memlekette, kendi deyim ve vehimleriyle bütün alt kimliklilere haklar var da sadece Kürtlere mi yok demeğe getiriliyor? "Musa'nın Çocukları" ve "Musa'nın Gül'ü" kitaplarına ve bir sürü yayına rağmen, Abdullah Gül'ün Köşk'e çıkışına mani, yasalarımızda bir şey var mıydı?
Var idiyse, bu adamlar zorla mı o makamları işgâl ettiler? Yok idiyse -ki yok-, her kesin, her makama seçilme-seçme hakkının olduğu, Muhteşem Türk Atatürk Kazanımları'yla donanmış bir insan hakları cennetini, cehenneme çevirenlere mi zemin hazırlıyorsunuz siz?!!!
Bari adayınız da belli mi?
40.000 Kürdümün katili, insanlık suçlusu, insanlığın yüz karası biri için mi böyle düşün/dürül/üyorsunuz? Yoksa size; idamı engellenmiş, adına bir ada tahsis edilmiş, 40.000 kişinin katilinin ve yasalarımızın boşluğundan istifade ile seçilmiş yemin dönekleri, kimliksizlerin; onun için sokak kargaşaları yaşattıkları, caninin zeminini hazırlama görevi mi verildi?!!
Bu aralar, nerdeyse Başbakan dahi ona yapılmamış işlerden dolayı özür dileyecek gibi olduydu zaten! Dahası geçmişi ile yüzleştiği söylenen ABD'nin, -içinin rengi yüzüne vurmuş- Siyahi Yeni Başkanı; "Irak'ın kuzeyinde Kürt devletini Türkiye'ye kurduracağım." diye seçim vaatlerinde bulunmadı mı?...
Bize ne kardeşim ABD'nin yeni veya eski Başkanından? Bize ne, ABD'nin değişen veya değişmeyen politikalarından? Biz, ABD'nin bir eyâleti miyiz?
Bizim önümüzde de, yerel de olsa seçimlerimiz yok mu? Yaşadığımız son yedi yılımızla yüzleşerek; "İnadına Tayyip!" sloganınızla başımıza belâ ettiğimiz AKP'den kurtulabileceğimizin işaretini, bu seçimlerde veremez miyiz?
Değişmenin fazîlet, dönekliğin ferâset sayıldığı ülkemizde; dönenlerden, değişenlerden, kimlik fukaralarından, milliyetsiz milliyetçilerden, kapitalist sosyalistlerden yakamızı kurtararak değişemez miyiz? Değişir ve yönetimimizi değitiremez miyiz?
Özkök ve benzerlerine ben de; "BOP Eş Başkanlığını sizin de methettiğiniz, millî olmayan bir zihniyetin temsilcilerinden kurtulabilmek için, ehven-i şerr diyerek bile olsa, bir yerde toplanmamıza katkı verir misiniz?" diye sorsak mı?
Ama dediklerinin hep tersinin olduğunu hatırlayınca da; "Amaaan boş ver! Yel kayadan ne götürür?" mü desek?!...
Milletim; Allah aşkına dikkat!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÜNVANDAN SÜTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: