Cumartesi, Kasım 01, 2008

TANRI, TÜRK'Ü KORUYACAK...

Kasım Ayı'ndayız!
Bir hafta sonra "Atatürk Haftası"nı başlatacağız!
Dünyasını değişerek ölümsüzleşen Muhteşem Türk Atatürk'ü; ölümsüzleştiğinin 70. yılında anacağız anabildiğimiz kadar!
10 Kasım 1938'de ölümsüzleştiğine inanarak tesellî olan ben; yeniden yasa gireceğim! Başsızlığımı, başbuğsuzluğumu, öndersizliğimi, yöneticisizliğimi bir daha hissederek; canımın her zerresi acıyarak, Türk Gururum yaralanmış olarak, "Bağımsızlık karakterimdir." diyen, kendisiyle beraber milletleştirdiği halklarada bağımsızlığı karakter olarak aşılayan Muhteşem Türk'ün yokluğunda yasa gireceğim yeniden!
En fazla müraîler Atatürk diyecekler. Sahte timsah göz yaşlarına seyircilik edeceğim! Her şeyin olduğu gibi timsah göz yaşlarının da sahtesini sunacaklar halklara böldükleri millete!
Bir kaç kere anlatmıştım... Yine lâzım oldu...
Öğretmenlik yıllarımda, en son çalıştığım okulda, tek sağcı öğretmen olarak ders boşluklarında, gruplar halinde solcu meslektaşlarımın sözlü saldırılarına muhatap olurdum. Sohbetler, münazaralar, münakaşalar yapardık zamanın izni kadar. Yine bir ders boşluğunda; sohbetimizin konusu güncel Türkiye meseleleri iken yeni bir arkadaşımız geldi sohbetimizin üzerine. Ve o da bana hitaben:
- Hocam! İki söz arasında bocaladım! Yardımcı olur musun? diye sordu. Ben sözleri merak edince:
- Atatürk; "Türk milleti zekidir." demiş. Aziz Nesin'se; "Türk milleti aptaldır." diyor! Bu sözlerden hangisi doğru? Şeklinde sıkıntısını söyledi. O anda, irticâlen, içime doğduğu gibi, düşünmeden:
- Anadolu'da; "Aynaya bakan, kendini görür." diye bir söz var. Demiştim...
Artık ne kimseye "Aynaya bakın!" diyebiliyor, ne de öfkemden aynaya bakabiliyorum!
Yedi Düvel adındaki Haçlı'yı; "Geldikleri gibi giderler." karar ve irâdesiyle kovarak bağımsızlığımızı kazanan, tebaayı cumhurlaştıran Muhteşem Türk'ün emânetlerine yapılan hiyânetlerle, incineceğim bir daha ve haykıracağım tabi: Dağda, kırsalda, şehirlerde, metropollerde; milletime, halka, devletime, güvenlik güçlerime saldıranların adı, "düşman değil suçlu"ysa; bu memleket, ne zamandan beri suçlu cenneti Kardeşim?...
Demokrasi adıyla, demokrat maskesiyle; bölünmez bütünlüğüme, milletleşmiş bütünlüğüme, Bayrağım'a, güvenlik güçlerime saldırılar yapılıyorken; Ülkemin başbakanı bile, ordu korumasında şehirlerimize giderek, zorla açılışlar yapabiliyorsa, zorla toplanan kalabalık korkudan konuşulanları dinleyemiyorsa; bölücülerin siyâsî temsilcileri, Meclisimizde terörist başı alçağın düşüncelerini kitaplaştırarak dağıtabiliyorsa; bu memleket, ne zamandan beri müstemleke, ne zamandan beri yeniden kapitülasyon Kardeşim?
Hainler, bölücüler, millet katilleri, cânîler, şâkîler; şehirlerimizde milleti gün batar batmaz evlerine mahkûm edebiliyorsa; artık panikleyen polisim şüphelendiği her kese kafasından kurşun sıkacak hale gelebiliyorsa; AB adındaki Haçlı'nın dayatmalarıyla çıkarılan yasalarla güvenlik güçlerimin elleri bağlanıp suçlulara, ırz düşmanı sapıklara özel Adli Tıp Raporları hazırlanabiliyorsa; teröristlerle canları pahasına savaşanlar cezaevlerindeyse, senin hainin benim hainim tefrikiyle, iktidar partisinin ikinci adamı, PKK'nın siyâsal temsilcileriyle gizlice görüşüp pazarlığa tenezzül edebiliyorsa; Türk Milleti olarak bizim tahrik olan yerlerimiz mi bozuldu Kardeşim?
Asayişi sağlayamadığın, cezaevinde bile suçluyu kontrol edemediğin, sınırların içindeki yerlere gidemediğin, vergi alamadığın, devlet-millet hainlerine bütçeden verilen maaşı müktesep hak diye kesemediğin, şehit cenâzelerine gösterilen millî hassasiyeti "Kan üzerinden siyâset" diye tariflediğin, AB adındaki Haçlı'nın istemediği hiç bir yasayı çıkaramadığın bir memleket, senin midir Kardeşim? Veya sen, bizden misin?
Bu vatanı da, bu cumhuriyeti de, bu bağımsızlığı da ucuz elde etmedik, böylesine kolaylıkla da vermeyiz Kardeşim!
Bilmez misiniz; "Bu vatan toprağın kara bağrında/ Sıra dağlar gibi yatanlarındır."
Bilmez misiniz; "Bir ölür, bin diriliriz."
Bilmiyorsanız, bilmezseniz; öğretiriz, öğrenirsiniz...
"Atatürk ölmedi/ Yüreğimde yaşıyor." Yaşatacağım, yaşatacağız, yaşayacak! O'nun nâçiz vücûdu, 70 yıl evvel toprak oldu ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacak...
Patlasanız da, çatlasanız da; Dünya durdukça Türk duracak ve Tanrı Türk'ü koruyacak...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."

Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: