Pazar, Kasım 02, 2008

MİLLÎ UTANMAZLAR...

Demir tavında dövülmezse ve bu iş yapılırken usta ile çırak, aynı yere çekiç vurmazsa demir çürür. Zannederim demir, bir daha tavda...
Her seçim sürecinde; her siyâsi partinin, program anlatmaya, vaatlerini sunmaya, milletin oylarına talip olmaya hakkı vardır. Gene önümüzde seçim var. Ama seçim ortamı maalesef yok!Genel Başkanlar Cuntasına dönüştürülmüş bir sistemle, dayatma adaylarla, bir seçim oyunu daha oynayacağız! Bu sandıktan da; "Keklik mi çıkacak, kuş mu çıkacak?" bellisiz! Çaresizliğin çare olarak sunulduğu, ehven-i şerri seçmeğe mecbur edileceğimiz listelerle karşılaşacağız...
Doğu DERİNÇEK'ten, hiç hazzetmedim. Tarihin şahitliğinde hesaplaşmamız gereğine de inananlardanım. Mantığımın ve millî ruhumun asla kabullenemeyeceği bir uygulamayla; Kahraman Vatan Evlâtları, Doğu DERİNÇEK, ucuz mafya külhanları, hortumcular, hırsızlar, kiralık katiller, sahte evrakçılar, kalpazanlar, PKK itirafçıları, şahsiyet fukaraları, sisiler-pisiler bir araya getirilerek bir mahkeme yapılıyor! Yapılsın! Bu işin bir tarafı!...
Diğer tarafta, Doğu DERİNÇEK'e; yıllarca dergi ve gazetelerinde işaret edilen Milletçi, Vatanperver Türk Münevverlerine karşı yapılan saldırılar; DERİNÇK'in apo hakkında, apo alçağının Derinçek hakkında yazılı olarak yaptıkları tarifler çıkarılarak haklı bir hesaplaşma başladı! Buna da itirazım yok!
DERİNÇEK'i savunmak gibi bir gaflete aslâ düşmedim, düşmem...
Ama; "MHP'den çeşitli sebeplerle dışlanan yanar dönerler ve kendi ideolojilerinin çöktüğünü görünce milliyetçilik mefkuresini iyice sulandırıp yumuşatılmış sol ile sentezlemek suretiyle icad ettikleri "ulusal solculuk" fikrini piyasaya sürerek ...." şeklinde ve benzeri söylemlerle saldırıları görünce; "Orada duuuur! O kadar uzun boylu değiiiil!" demesem, ölürüm!...
Bu tarifte olanlar var mıdır? Vardır. Yaptıkları doğru mudur? Bence, aslâ-kat'a değil...
Ama bu yanlışların yanında; Mecliste PKK'nın siyasal uzantılarıyla tokalaşmak ta doğru değil! "Gel Hasip, Meclis'in rengini tamamlayalım!" diye hainleri meşrûlaştırmak ta doğru değil! Meşrûlaştırılmış hainlerin şimdi Diyarbakır'da başlattıkları oturarak kalkışmaya seyirci kalmak ta doğru değil! Türk Milliyetçiliğini siyasi sahneye taşıyan, Ülkücülüğün siyâseten bânîsi Alparslan Türkeş'in; "Ne mozaiği ulaaan!" narasına rağmen, "Çiçek bahçesi" de doğru değil! "Farklılıkların farkında olarak", "MHP ideolojik ağırlıklarını atarak", Kürtçe oy toplatılmasına izin verip dilde birliğimizin zedelenmesine katkı verilerek; hükümet ortağıyken çıkarılan yasalara karşı çıkmayarak, apo alçağını ipten kurtarıp sonra seçim meydanlarında ip atıp Ülkücüleri millet yüzüne bakamaz hale getirerek tahrîp etmek te doğru değil!...
Demokrat maskeliler olarak; top yekûn elele verilerek, halklara ayrıştırılan ve birbirine düşürülen halklar oluşmasına önce katkı verip sonra Meclis'te küfretmek te doğru değil!
Diyarbakır'da miting yapmadan; Şırnak'a, Kars'a, Hakkari'ye, Tunceli'ye, Mersin'e gidip; "Gidemediğimiz yer bizim değildir." diye kükremeden, genel merkez binalarındaki beyanatlarla komik hallere düşmek ve kendisiyle birlikte ülkücülere irtifa kaybettirmek te doğru değil!...
İşinize bakın Kardeşim!
Bırakın Türk Milleti; millî ferâsetiyle, sizlerin yüzünden kaybettiği zamanını telâfi için hesap sorsun ve kendine çare üretsin! Bu üretilecek çare de asla sizin olmayacağınızı da artık anlayın! Artık; ya susun, ya da susun! Çünkü konuştukça komikleşiyorsunuz! Milletin de komedyene değil, karakterli millî kişilere ihtiyâcı var... Ve maalesef, millî utanmazlarımız da var! Allah, kimseyi utanır yüzden etmesin!...
"TÜRK'ÜN HER ŞEYİ GÜZELDİR VE HER ŞEYDEN GÜZELDİR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: