Cuma, Kasım 28, 2008

SEÇ/tir/İMLERE DOĞRU!...

Zaman hızlı, ömür kısa!...
Hayat denen süreçte, insana hatâsını telâfi hakkı, zannedersem iki kere tanınıyor. İkiden fazla hata yapanın veya yapanların, akıllarını yargılamak ta akıl gereğidir diye düşünürüm.
Önümüzde; seçim adında, domokratik hak tarifli, vatandaşlık görevi diye mecbûri edildiğimiz bir noterlik ödevimiz var!...
Demokrasiyi; ilm-i siyâset adını koydukları kurnazlık, diplomasi adını verdikleri korkaklıklarla kendilerine yarar bir zırh haline getirmiş parti genel başkanlarının, sandıklara koyarak ağızlarını-akıllarını-vicdanlarını bağladıkları insanları, dört-beş yıllığına bir yere atamalarına yardımcı olacağız!...
Aydıncılık oynayanlarımızın ihânetleri, münevverlerimizin suskunlukları yüzünden; rüzgâr güllerimizin, siyâset topaçlarımızın, dönenlerimizin-değişenlerimizin-gelişenlerimizin bizden uzaklaştıklarının farkında olamayarak yabancılaşmalarına, kendi ellerimizle evet veya hayır diyeceğiz bir daha...
"İkinci Deprem Çadırı" adını verdiğim AKP'nin işini kolaylaştıran kolaylaştırana!...
Kazanmak için mi yoksa rakip göründüğü iktidârı kazandırmak için mi yapıldığını anlayamadığım, anlamlandıramadığım işler yapılmaya başlandı!...
"Deprem Çadırı"nın, 2002'de kazandığı ilk seçtirmenin hemen sonrasında, yasakları kaldırılarak Siirt'ten, Baykal desteği ile seçtirilen ve Başbakanlık Makamı'na oturtturulan Recep Tayyip Erdoğan'a hitâben, bir mektup yazmıştım. Şimdi mektubumu; başta Tayyip Erdoğan olmak kaydıyla, Deniz Baykal'a, Devlet Bahçeli'ye ve seçime katılacağını söyleyen bütün genel başkanlara hitâben yenilemek istiyorum.
Önce kıssamız: Cihan Padişahı Yavuz Sultan Selim, muzaffer ordusuyla Çaldıran Seferi'nden dönmektedir. Nahcivan'da mola verilir. Bir harp divanında söylediği sözlerle dikkatini çeken Piri Mehmet Paşa'yı göreve getirmeği düşünmektedir. Fısıltı ile Sadrazam atayacağını duyurur. Bütün paşalar, sadrazamlık hayalleriyle donanmıştır. Divan vaktine saatler kala; bütün paşalar, padişaha yakın bir koltuk kapabilmek için, Divan yerine doluşurlar. Piri Mehmet Paşa; Divan'a dakikalar kala gelir ve bütün yerler dolduğu için kapı ağzında boş bir iskemle bularak oturur. Yavuz teşrîf eder. Selâm-sabah, hoş-beşten sonra divanı açar. "Bre Paşalar! Bir karara vardım. Ne dersüz?" diye kararını açıklar. Açıkladığı karar, imtihan kararıdır ve devletin aleyhinedir!... Sırayla, sormaya başlar. "Bre Paşa! Ne dersün?" Bütün paşalardan aldığı cevap; "Hünkârım, Padişahım, Sultanım, Yeryüzünde Allah'ın gölgesi, siz yanlış yapmazsınız muvafıktır." şeklinde ve benzerdir. Sıra, kapı ağzındaki Piri Mehmet Paşa'ya gelir. "Bre Paşa! Sen ne dersün?" Piri Mehmet Paşa'nın; "Külliyen yanlıştır Hünkârım!" cevâbıyla divana sanki bomba düşer! Yavuz; hiddetli, öfkeli ve celâllidir. "Bre Piri! Bizden korkmaz mısın? Bilmez misin biz kelle alırız?" diye kükrer! Piri Mehmet; hemen hemen aynı ton ve celâlle; "Hâşâ Hünkârım! Yüreğimizi Allah korkusu öylesine kaplamıştır ki başka bir korkuya aslâ yer yoktur!" Diye cevaplar... Ve Piri Mehmet Paşa Sadrazamdır...
Şimdi hissemiz: Asîl Türk Milleti'nin bağrında, her zaman Piri Mehmet'ler vardır. Allah; Piri Mehmetleri görevlendirecek Yavuzlarımız'ı çok aratmasın...
Demokrasi ve Cumhuriyeti kendileri için müthiş bir malzeme olarak kullanan "despot" genel başkanlar; yüreklerini kaplayan Allah korkusuyla başka korku tanımayan asîl-ehîl insanların sandığa girmelerine, izin verin. Milleti; sizin adamlarınıza evet dedirtip sonra beş yıl kendinize küfrettirmeyin! Sonuçta olan illâ millete olur ama, sizden sonraki kuşaklara da enkazdan da öte virâneler bırakırsınız! Fark edin ne olur? Sizler; genel başkanlık, millet vekilliği, bakanlık, başbakanlık makamlarınızın sağladığı imkânlarla, çoluk-çocuğunuza müthiş ikbâller sağlarken, aynı zamanda milletin öfke ve hasedine de muhatapsınız! Bu öfke patlarsa; hem millete, hem size, hem ikbal olarak hazırladığınız birikimlerinize ve devletin yıllarına yazık olur!...
"Ey güftesi ve bestesi çağlar taşıran Türklüğüm/Sanki sende hıçkıran bir su sessizliği var." (Alişan Satılmış'tan)
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: