Perşembe, Temmuz 24, 2008

ALDATMAYA, ANLATMAYA DEVAM!...

"Söylesem te'siri yok sussam gönül razı değil." diye yüzlerce yıl önceden sitem eden Fuzuli'yi bu kadar anlamama vesÎle olanlara, kızsam mı, dua mı etsem?!...
Acemi olsa, amatör olsa görmezden gelecek hatta hoş göreceğim ama "yaygın basın"dan birinde yazan, milliyetçiliği ile de -Allah için- tanınan bir kalemden, böylesine amatör sözler çıkınca benim de tansiyonum çıkıyor!
Bahçeli; dolaşması gereken zamanlarda köşkünden dışarı çıkmamışken; tam da kapatma davası, sımsıcak gündemde ve bütün değişip-gelişenler, gömlek değiştirenler mazlûmlaşarak millete fısıltıyla her kesi şikâyete başlamışken Türkiye'yi dolaşmaya başlamışmış! BOP Eş Başkanı'na oy lâzım ya! Kapatılacağın yerine yenisi hazır ya!
Dört günde yedi vilayet gezecek ve "Aldatmak yok, anlatmaya devam." sloganıyla, mesajlar verecekmiş!...
Bu güzel yürekli ve heyecanlı kardeşimiz Tercüman'da yazıyor. Gazeteyi söyleyip yazanı söylemeyeyim ki belki hak vererek sözünden geri dönsün! Hatada ısrarcı olmayacağını düşünüyorum çünkü...
Bu kardeşimiz, yazısında tırnak içine alarak bazı başlıklar koymuş hem de epeyce... Zannederim Sn. Bahçeli'nin söylemlerinden almış veya tırnaklardan ben öyle algıladım.
İki tırnak içi, yani alıntı cümle, dikkatimi çekmekten öte öfkelendirdi beni!
Bu tırnak içi cümlelerin birinde; "Bölücülük faaliyetleri, bu karanlık içinde kendisine yeni yaşama alanları bularak sinsice ilerlemiştir." denmiş!
Adamlar ne zaman sinsice ilerlediler diye sormayayım mı şimdi ben? Adamlar açıkça bağımsız aday olup seçim barajını aşarak meclise girmediler mi? Bahçeli de onlarla sarmaş-dolaş olarak, hatta "Gel Hasip! Meclisin rengini tamamlayalım." diye "farklılıkların farkında" olduğunu ispatlamadı mı? Şimdi; kime, bunu, hangi yüz ve mantıkla, nasıl anlatacak? Millete kimi ve niye şikâyet edecek?
Bir başka cümle de aynen şöyle; "MHP'nin neyi, neden yaptığını anlamadan, 'MHP, AKP'nin koltuk değneği oldu!' benzetmesi yaparak kamuoyunu yanıltmaya çalışan yazar çizer takımına da, 'MHP, ne AKP'nin, ne de bir başka partinin koltuk değneği olmaz. MHP, sadece yüce Türk milletine koltuk değneği olur.' mesajı verecek..."
Bu cümlelerin sahibi; konuşma ve ifâde özürlü değilse, bu yazılanları kendisi de söylemiş olsa, bir başkasının sözlerinden alıntı da yapmış olsa, hemen Türk Milleti'nden özür dilemek zorundadır! Tabi zerre kadar aklı-ferâseti varsa, savunduğunu zannettiği MHP'den de özür dilemelidir!
*Biiir; MHP'nin koltuk değneği olduğu, ancak bu kadar açıkça ve taraftarca söylenebilir! Devlet Bahçeli'ye rağmen koltuk değneği olmuş MHP'ye üzülür, hatta cenazem varmışçasına yas tutarım!
*İkiiiii; Türk Milleti'ni koltuk değneğine muhtaç olacak kadar sakat tarif etmek; kimin, hele hangi milliyetçilikten geçinenin haddinedir?
Yedi bin yıldır, bütün dünya ve dünya milletlerine rağmen sapasağlam kalmayı başarmış; gözleri önünde batarak yok olan medeniyetleri seyrederek bu günlere kadar gelen bir cengâver milleti; iki tane değişen-gelişen-gömlek değiştiren mi koltuk değneğine mecbûr bıraktı?
Hadi baltanın sapı bizden mantığıyla buna olabilir diyelim de; pekiiii bu asil millet koltuk değneğine mecbur oluncaya kadar MHP ve Devlet Bahçeli neredeydi? "Toplumsal dayanışmanın siyasal iz düşümü", Türk Milleti'ni topal ettikten sonra koltuk değneği olmaktan mı geçiyor?
Akıllı olun kardeşim!
Bu millet; Nuh Tufanı'ndan beri çoğalarak, başlıya baş eğdirip, dizliye diz çöktürerek, yoksulları bay edip, ulusları budun ederek gelegelmiştir!
Şimdi de Allah'ın ve tarihin huzurunda halkları milletleştirme göreviyle mes'uldür! Bu görevin, en-tellek-tüellerimizin deyimiyle bu misyonun farkında olan Haçlı, bütün gücüyle bu yüzden saldırmaktadır! Bu cengâver millet, bu tazyikleri de püskürtecektir!
Koltuk değnekleri de; hangi marangoz, kim için hazırlamışsa orada kullanılmak üzere kapının arkasına dayanacaktır!
Bütün kızgınlığıma ve bütün öfkeme rağmen, hayatımın 42 yıllık nerdeyse bütününe hakim olmuş MHP'liliğimin verdiği taassupla, yine de derim ki; Allah aşkına dolaşmayın -hiç değilse- bu ara! Susarak siyâset yapılır gibi bir tarif yaptılar "dolma kalemler" sizin için! Bu tarife uyarak susun bari! Millet, "Konuşursa neler söyler neler." diye hayal ederek belki alışkanlıkları dolayısıyla ve ülkücülerin hatırına yine bir şeyler yapabilir!
Ayrıca; gönderinden Al-Bayrağımızın indirildiği Diyarbakır'a gitmeden de sakın kimse, Türkiye'yi dolaşarak; "Aldatmak yok, anlatmaya devam!" falan demeye kalkmasın! İnandırıcı olmaz vesselam...
"TÜRK'ÜN HER ŞEYİ GÜZELDİR VE HER ŞEYDEN GÜZELDİR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: