Salı, Temmuz 08, 2008

YASALARA UYARIZ AMA ADİLSE...

Hasmın saldırısı, kavgada rakibin darbeleri can acıtır ama incitemez! Yakın bilinenin, kendinden bilinenin, dostun gülü, yakar insanın gönlünü, incitir delikanlı yüreği!...
Türk Milleti'ne; alttan-üstten, sağdan-soldan, önden-arkadan saldıran saldırana! Onlarca yüz yılların intikamları söz konusu! Su uyuyacak, düşman uyumayacaktı, biliyorduk! Bilmeliydik! Türk'ün Türk'ten başka dostunun olmadığını bilmeliydik! Öğretmişlerdi bize atalarımız-dedelerimiz ve okullarda öğretmenlerimiz!
Biz öğrendiklerimizi öğretmedik bizden sonrakilere! Bizim öğrendiklerimizi öğretmemizi engellediler dostça, müttefikçe!İlimdeki, fendeki, teknolojideki, medeniyetteki yarışımızı ertelediler, bizden sandığımız işbirlikçilere ertelettiler!
Biz durduk, onlar koştular! Biz üretmeye ara verdik, onlar sattılar! Paramız bitti borçlandırdılar! Borcumuzun günü geldi faiz işleterek ertelediler! Adlarını; önce müttefik, sonra IMF ve Dünya Bankası koydular, en mahremimize kadar girdiler bizim aymazlığımızdan!
Satılacak bir şeyimiz de kalmadı artık! Özelleştirme adıyla bütün özellerimizi, Haçlı'ya güzelleştirdiler işbirlikçilerimiz!
İşbirlikçilerimizi alkışlattılar millete!
Ekilmeyen tarlaların dönümüne para verdirttiler! Dönüm başına verilen paraların kat kat fazlasıyla borçlandırdılar çiftçiyi ve sonunda traktörünü aldılar, sabanını aldılar haczen! Ellerini patlatırcasına alkışladıkları, "İnadına!" diye destek verdikleri siyâsiye şikâyetlenmeye niyetlendiler; "Ananı da al git!" diye fırçalandılar!
Polisimizin elini-kolunu bağladılar aylarca! Suçluyu yakalayan polisimizi suçlu ilan ettiler! İşinden-aşından ettiler! Adaletin kolluk gücünü, suçludan korkar hale getirdiler! Bu güzelim memleketi, bu muhteşem cumhuriyeti, suçlular cennetine çevirdiler! Trilyoner mafyalar, vergi rekortmeni genelev patroniçeleri icat ettiler!
Onlarca yıl; "Halklar, halkların kardeşliği, halklara özgürlük" diye bağıra bağıra, "insan hakları"na getirdiler işi ve teröristin Meclis'e girmesini sağladılar!
Mehmetçiğimiz; dağlarda ölür öldürürken, Meclimizde askerimize hakaretler ettirdiler! Muhteşem Türk Atatürk'ün savaşlar kazandığı Mareşal üniformalı resminden rahatsız oldular ve söylediler! Gûya partileştiler demokrasiden faydalanarak ve kongre yapıyoruz diye Ankara'nın göbeğinde, gözlerimizin içine baka baka, yüreğimizi yerinden söke söke Bayrağımızı ayaklar altına aldılar!
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi'nin verdiği yetkiyle, bu gibi hallere müdaheleye görevli olduğu bilinen Ordumuz'a olmadık saldırılar yaptılar! Sağcısı-solcusu, milliyetçisi-liberali, dinlisi-dinsizi, ümmetçisi-laiki, bu 35. Madde'den şikâyetlendi de şikâyetlendi!
Dünyanın en ehil savaşçılarından oluşan Türk Silâhlı Kuvvetlerini demokratlaşmaya soyundurdular! Parçaladık kendimizi! Paşalarımıza seslenmeğe gayret ettik! "Size ne Paşam? Siz vatanı ve devleti korumakla mükellefsiniz! Sınırlarımızdan yapılacak düşman saldırılarına karşı savaşmakla görevlisiniz? Size ne siyâsetten?" dedik durduk! "Sizler savaşın! Allah korusun ölürseniz şehitlerimiz, kalırsanız Gazilerimizsiniz! Siyaseti bize, millete bırakın. Deneme yanılma metoduyla doğruyu buluruz biz!" dedik.
"Ordu demokratlaşsın!" diyerek, kurnazca Ordumuzu siyaseten konuşturan işbirlikçiler, bu defa ağız birliği ile "Asker kışlaya!" diye feverana başladılar! Teröristle mücadele eden kahramanlarımızı yargılamaya, yargılatmaya çalıştılar! Mevcut Genel Kurmay Başkanımızı; bir teröristin, bir hainin ifadelerinden hareketle "Çete Üyesi" diye tarif etmeye yeltendiler!
"Neden paşam? Nedeeen?" diye yırtındık! Ama duyulmadık! Ya da duyulduk kaale alınmadık! Çünkü biz "dolma kalem" değildik! Çünkü biz, kelimenin tam anlamıyla milliydik, millettik, millettendik!
Şimdi; en milli yerimiz acıyor! Kahramanlıktan demokratlığa yeltenen Silahlı Kuvvetlerimiz'in kahraman paşalarını der-dest ettiriyorlar rencide etmek için!
Canımız yanıyor Milletim! Senin nerelerin acıyorsa, nerelerin inciniyorsa bizim de oralarımız acıyor!
Ama umuyoruz ve bekliyoruz ki, inanıyoruz ki; bu devletin Hukuku vardır! Bu devlet, dünyanın en yaşlı devleti olarak bu işbirlikçilerini de tasfiye edecek ve gereken cezayı, hukuken verecektir!
Vermezse ne mi olur?
Ne bileyim düşünmek bile istemem! Çünkü, "Türk'ün muhteşem öfkesinden, dünyanın korktuğunu bilirim." derim de başka bir şey demem, diyemem! Adaletle merhametin bir arada olamayacağını da bilirim! "Yasalara uyarız ama adilse."(Kutatdgu Bilig)
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: