Salı, Temmuz 22, 2008

ÜLKÜCÜYE HAK OLUYOR!...

Alttan-üstten, sağdan-soldan, önden-arkadan, müthiş bir saldırıya, müthiş bir tazyike muhatabız!
Tarih diyoruz, gerici oluyoruz! Türk diyoruz, "Ne mutlu Türk'üm diyene." diyoruz; ırkçı oluyoruz! "Bayrak" diyoruz! "Bayrak" diyoruz, birilerini tahrik eden oluyoruz! Ve Bayrağımızı yerlere atıyorlar, gönderden indiriyorlar seyrediyoruz!
Birilerine; işbirlikçi, Karen Fogg çocuğu, Dolma kalem, rüzgâr gülü, siyâsi topaç, milliyetsiz milliyetçi, v.s. diyoruz; "Ergenekoncu" oluyoruz!
Adamlar, saydığımız kimlikleri, saydığımız sıfatları hiç saklamadan, yüksünmeden taşıyarak; bazen ağlayıp bazen yalvararak, ne yapıp edip milleti kandırarak %47 oy alıyorlar! Kandırarak ta olsa oy alıp mecliste çoğunluk oldukları için; "Güç bendeee!" diyorlar! Demokrasiyi araç olarak kullandıklarını hiç saklamamışlardı, saklamıyorlar ve bizler, gûya onlara karşı olan ve herşeye rağmen onlardan fazla olan bizler; %53 olarak tam 53 parçayız! Ne kadar parçalansa, ne kadar bölünse de birbirinin aynı adamlar olan karşı grup, zorda-darda bir araya gelebiliyor ama bizim bir araya gelebilmemiz mümkün değil!
-Gûya %47' ye karşı olan- %53' ün, çok önemsediğim üçü ile biraz dedikodu yapmak geldi içimden! Yüzde üç var mı bilemiyorum artık! Yüz kişi içinde üç kişinin rakam olduğunu ve mutlaka kendisini hissettirebileceğini yaşayarak öğrenmiş olmamız lâzımken, hiç hissedilmediğimize, hiç kaale alınmadığımıza göre gelin biraz sesli düşünelim!
Bizden bahsediyorum! Türk Milleti'nin refleksi olduğunu iddia eden bizden bahsediyorum! Atsızla Türkçü, Arvasi ile Türk-İslamcı, Kısakürek'le Büyük Doğucu-ümmetçi, Bahçeli ile AB'ci, şimdi son zamanlarda Fetullah Gülenle Fetullahçı olan; yarın kimlerle neci olacaklarını artık tahmin edemeyeceğimiz, bu kadar değişken, bu kadar sebatsız veeee kimler kusura bakarlarsa baksınlar bu kadar dirençsiz bizden, Ülkücülerden bahsediyorum!...
"Ülkücüyüm." diyenlerden, ülkücü geçinenlerden bahsediyorum!
Ülkücülükten geçinenleri asla hesaba almadım almayacağım ama onların, her zaman bir şeycilikten geçinme yollarını bulduklarını, bildiklerini de biliyoruz!
"Devlet Bahçeli ile olmaz!" dedik, terk ettik! Terk etmeyenleri tard ettiler! Terk edenler ve tard edilenler bir araya gelmedik, gelemedik! "Büyük Birlik"te birlikte olalım dedik; "Olmaaaaz! O terk etmişti!" dedik! Bu terk etmek nasıl ve nemenem bir şeyse biz yapınca kabadayılık ama başkası yapınca ayıp!
"ATP'de bir arada olalım. Alparslan Türkeş Partisi diye seslice açılım yaptığımız yerde bir arada olalım." dedik; "Olmaaaaaaz! Onlardan bir yol olmaz." dedik!
Her birimiz; kaplumbağa misali dünyalarımızı sırtımıza alıp, kaplumbağa sür'atiyle tavşanlarla yüz metre yarışına durduk! Tavşanın bizi geçmesi mukadderdi ama ne yazık ki genç kaplumbağalar da geçtiler bizi!
Geride kaldık dostlar! İster ihtirasla, ister dalavereyle hep ileri ileri gidenler; artık geri dönüp baksalar bile görülmeyecek kadar geride kaldık!
Çünkü hepimiz; şeytanın kendimizdeki temsilcisi nefsimize yenik düşerek "ben"leştik! Gûya biz; -nasıl olacaksa- "ben"lik yaparak rahmani durduk! Elin oğlu, şeytani davranışlarla "biz"leşti ve "biz"leşenler, "ben"leri tek tek, ezdi geçti!
Ezilen, ezip geçilen, yok edilen sadece "ben"ler olsa; "Bana ne?" deme şansımız belki olabilir ama ezilen, yok edilen koca bir milletin ziyan edilen zamanı oldu!
Müsebbip biziz biliyor musunuz?
Nelere, nasıl kötü sonlara, nasıl hak edilmemiş mağlubiyetlere müsebbibiz biliyor musunuz?
Kulağıma sesler geliyor! Birinci ağızdan, Türkiye'de bir "İlk hareket" başlatıldığını duyuyorum. Başbuğ Alparslan Türkeş'in; "Abdulkadir Erdil'de; temiz ve ihlaslı bir Anadolu Türkmenidir. Avşardır, benim aşiretimden boyumdandır. Denenmiş fedakâr bir kimsedir." diye malum mektubunda tarif ettiği Kadir Hoca'nın, adını "İlk Parti" koyduğu bir hareketi duyuyorum. Benim duyduğumu elbette biliyorum ki "ülkücüyüm." diyen her kes duyuyor. Bu harekette bir arada durabilir miyiz diye sormuyorum bile!
Öldüğünü deklere ederek Alparslan Türkeş'in bittiğine hükmeden ülkücülerde, Abdulkadir Erdil'i tarif eden yazılı cümlenin hükmü ne ola ki?
Doğruyu söylediğimi ve doğruyu söylediğim için "ülkücüyüm" diyen herkesi rahatsız edeceğimi biliyorum! Ve biliyorum ki rahatsız olan her ülkücü de doğru söylediğimi bile bile kızacak! Bize hak oluyor vesselam!
Bize hak oluyor da gerçekte olan, sadece millete oluyor, ona kahroluyorum!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: