Çarşamba, Temmuz 23, 2008

HUZURSUZ SUÇSUZLAR!...

"Ooof!" desem, aczim sayılır, "Öööff!" desem saygısızlık!...
Türklüğümden kaynaklı, "Eşhedü en lâilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve resûluhü" kelime-i tevhidimle besli yüreğimin, hükümrân yeri acıyor!
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." Hadisinden de hareketle, susarsam Peygamber(s.a.v.) emrine muhalefetim olur diye, susarsam kendime olan saygımda irtifa kaybım olur diye korkulardayım!...
Türk'üm demek suç oldu!
Diyarbakır şehrimde, gönderden bayrağım indirildi!
Ankara'da, Başkentimde; meşrû parti görünümündeki yasa tanımaz, Haçlı taşeronları; İstiklal Marşım'ı okumadılar! Mehmetçiğime yaptıkları hain saldırıyı anlatan kendilerine göre başarılarının simgesi türkülerini söylediler!
19 mayıs 1919'un efsâneleştiği Samsun'da; Muhteşem Türk Atatürk ve Cumhuriyet kazanımlarımıza alternatif toplantılar yapıldı! Samsun'da; 2.cumhuriyetçiler, Cumhuriyetimize karşı açıkça hareket başlattı!
Ser verip sır vermemekle ünlü devlet ricalimin, hali perişan!
Ana Muhalefet Genel Başkanı'nın; "13 yolsuzluk dosyası, dokunulmazlık yüzünden rafta bekletilen birinin 'Temiz Eller' operasyonu yapmaya hakkı olamaz! Hadi senin ve benim dokunulmazlıklarımızı kaldıralım da Temiz Eller Operasyonu başlasın!" seslenişi; kiralık basınca, dolma kalemlerce atlandı, saklandı!
Şanlı Ordum; son günlerde onar onar, PKK'lı itlâf etmeğe başladı! Şehit ailelerimizin, gazilerimizin yüreklerine sular serpildi. Mehmetçiğimin şanına şan katan güzellikler var ha bire ama kiralık basın, dolma kalemler bunları yazmadılar, duyurmadılar, duyurmazlar!...
Varsa yoksa "Ergenekon çetesi", varsa yoksa hayali suçlamalarla, göz korkutma amaçlı tevkifler! Suçlu kimse, ne suç işlemişse yasalarımız karşısında elbette hesap versin vermeli! Ama bu suçlu kim olursa olsun şeklinde tecelli etmeli bu hukuk hakimiyeti!
Adının başında Cumhuriyet ünvanını taşıyan tek kurumumuz olan Cumhuriyet Savcımız'da; basın mensupları önünde, gizliliğe riayet etmeyen basından şikâyetlenirse; hukukun hakimiyetine ne kadar inanırım?
ABD adındaki 21.yy. Haçlısının şilahşörü ABD'nin eski büyük elçisi; Anayasa Mahkememiz'in vereceği karar hakkında tavsiye görünümünde i'lâm dikte etmeye teşebbüs ederse; Anayasa Mahkemesi'nin, AKP'nin kapatma davası ile ilgili her açıklama yapacağı günde sansasyonal operasyonlar ve tutuklamalar gündemi oluşturursa; Hukukun hakimiyetini vicdanlar yargılamaz mı, sorgulamaz mı?
Hak; haklının mı, yoksa güçlünün mü? Güç; hukukta mı, yoksa siyâset zorbalarında mı? Tek kişi de olsam; AKP'ye oy vermemiş, dolayısıyla AKP'ye muhalif bir vatandaş olarak benim muhalefet etme yetkim, hakkım yok mu?
Gasp edilen vatandaşlık haklarımı; Türk Milletini temsilen sevdiklerimize uygulanan zorbalıkları, Cumhuriyet Savcılarımız'a duyurma hakkım yok mu?
Milliyetçilikten, vatanperverlikten, devletperverlikten, cumhuriyetçilikten, Atatürk severlikten rahatsız olanlarca edildiğim tacizin hesabını sorabilecek yetkide bir Devlet Kurumum kalmadı mı?
Biz uyanıkken uykuda sayılarak, devletimiz bir işgâl yaşadı da bizim mi haberimiz yok?
İşgâldeysek ona göre, müstakil ve hürsek ona göre davranma hakkımı; Türk ve Müslüman olmam vermiyor mu?
Hukukun ucu açık kararı mı olurmuş?
Kime, nasıl, hangi üslûpla, saygımı kaybetmeden ne sorayım? Cevabı ortada olan o kadar cevaplı soru var ve o kadar kişi tarafından soruldu ki!...
Soran çok, duyan yok! Söylenen-söyleyen çok, cevaplayan yok!
Huzurumuz yok Beğler!
Vallahi huzurumuz yok! Evimizde bî-huzuruz!
Ve huzurumuzu korumakla mükellef siyasilerimiz, sizlerin yüzünüzden!
Şu sandık denen sihirli kutu, bir önümüze gelsin; görürsünüz huzur nasıl kaçırılırmış!...
Artık ben de, huzursuz suçsuzlardan sayılıyorum!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: