Cumartesi, Ağustos 02, 2008

HAKİM GÜÇ KILICI DEMOKRASİ...

Demokrasinin, bilinen sözlük karşılığını alarak başlamak istiyorum.
Demokrasi; "Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el erki, demokratlık" diye tarif edilmiş Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde...
Sözlükten ve ilk okuldan başlayarak okuduğumuz okullarda nazarî olarak, hayatımız boyunca da tatbikatında görerek tanıdığımız, tanımaya çalıştığımız demokrasiyi anlayamadığımı itirafla da devam edeyim!
Bu demokrasi denen şey nasıl bir şeyse; hep hâkim güçlerin çıkarlarına kafa tutan, hâkim güçlerin sözlerini dinlemeyen milliyetçi yönetimleri olan ülkelere lâzım! Nasıl bir halk egemenliği ise, nasıl bir egemenlik ise, okyanus ötesinden gelen hâkim güç kuvvetlerinin işgâlinden sonra gerçekleşir! Bu gerçekleştirilen egemenlikte, demokraside namus dahil hiç bir şeyin sahibi milli değildir!
Ya demokrasi ile milliyetçilik birbirine çok zıt; ya da hâkim güç, işine gelmeyen milliyetçiliği demokrasi ile cezalandırıyor!
Gelişmekte olan ülkeler diye adlandırılan, hâkim sermâyenin istediği kadar kontrolüne girmemiş olan, kendi millî değerleri ve millî ekonomisi olan ülkelere, kesinlikle hâkim güçler kontrolündeki demokrasi lâzım nasıl işse! İstedikleri demokrasiyi, istedikleri ülkede, istedikleri şekilde uyguluyor veya uygulatıyorlar!
Bu anlamakta zorlandığım demokrasiyi; Türkiye Cumhuriyeti için tehlike önceliği yarışında olan iki grup, çok başarılı ve iyi bir şekilde kullandı! Atatürk'e, Türk Milliyetçiliğine, Cumhuriyet ve cumhuriyet kazanımlarına eş zamanlı saldırıya geçen bu iki grup, mürteciler ve bölücüler; demokrasinin kullandırılan nimetlerinden faydalanarak iktidara kadar çıktılar ve Meclis'e taşındılar!
Sistemin kendini savunmak amaçlı koyduğu seçim sistemi, seçim barajı yine demokrasi kılıcıyla delik deşik edildi! Barajı aşması mümkün olmayan bölücüler, bağımsız katıldıkları seçimler sonucunda Mecli'e girdi, grup kurdu ve partileştiler!...
Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk kazanımlarından intikama soyunan bu iki demokrasi katili düşünce; devletin en güvenilir iki kurumunun güvenilirliğini rencide ettiler!
Hortumcudan, rüşvetçiden, irtikapçıdan, sahte evrakçıdan, zimmetçiden vaz geçtik; bölücüler ve laiklik karşıtları meclis kürsüsünden, demokrat maskeleriyle, dokunulmazlık zırhının sağladığı serbesti ile, cumhuriyet değerlerimize saldırdılar!
Teröristler; artık sınır ötesinde değil, kırsalda değil yerleşim merkezlerimizde hatta metropollerimizde, milleti öldürüp güvenlik güçlerimize saldırmaya başladılar! Çatışmalarda kahraman Mehmetçiğimizin itlaf ettiği terörislerin resimleri, Meclis kürsüsünden Türk Milleti'nin gözüne sokuldu! Bölücüler için dağdan ve kırsaldan çok emin bir yer olarak belirlenen Meclis, böylece daha önceki akçeli dedikodularla birleşen olumsuzluklar yüzünden en güvenilmez adres oldu!
Siyasi erkin desteğini almakta zorlanarak, terör ve terörist karşısında yalnız bırakılan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin canları-kanları pahasına görev yapan kahramanları, emekli olduktan sonra itildikleri yalnızlık yüzünden cezaevlerine koyuldular! Demokrat maskeli mürteci ve bölücüler; görevlerini kahramanca yapan güvenlik güçleri mensuplarımızı ve Ordu mensuplarımızı, başarıyla yaptıkları görevleri yüzünden çetecilikle itham edebilecek kadar pervasızlaştılar!
Bu demokratik memlekette yasalar; sadece yasalara ve devlete saygılı olanlara karşı işletilmeye başlandı! Bölücü hainleri, teröristleri, bölücü mürtecileri savunan insan hakları denilen ucûbe yasalar, kahramanlarımızı yalnız ve savunmasız bıraktı!
"Analarınızın, babalarınızın yanına dönün!" "Düz ovaya inerek siyâset yapın!" diye teşvik edilerek pişmanlık yasalarından faydalandırılan teröristlere karşılık; kahramanlarımız, cinsel sapkınlığı tescilli bir dini bellisiz psikopatın muhbirliği ile rencide edildi!
Çok büyük ve şaşırtıcı bir tesadüfle bu rencide edilen kahramanlarımızın tamamına yakını; bağımsızlık taraftarı, milliyetçi-ulusalcı ve hâkim güçlere yani Haçlı'ya karşılar!
Uyduruk ve tamamına yakınının boşa çıkacağını emin olarak beklediğim ifadeler ve sanal belgelerle, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin güvenilirliği rencide edilmeğe çalışılıyor!
Tabi bazı aklı uçuk duyarlı insanlarımız da, yine konu mankenliğine gönüllü olarak, dolma kalemlerle birlikte Silahlı Kuvvetlerimize yapılan salvo atışlara ortak oldular!
Allahınızı severseniz şu demokrasi denilen illeti, bi bilen anlatıverse de başta bendeniz olmak kaydıyla öğreniversek! Hâkim güçlere işgal, işkence ve ırza tecavüz dahil her hakkı tanıyan ama milliyetçilik yapan hiç bir sisteme, hiç bir şeye izin vermeyen bu demokrasiyi, bir anlatan çıkmaz mı Allah rızası için!...
Bu demokrasi; galiba Demoklesin falan değil sadece hâkim güçlerin ve Haçlı'nın çok keskin kılıcı!... Bakalım bize daha nerelerimizden yara verecek bu kılıç!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: