Çarşamba, Ağustos 20, 2008

MİLLETİ İNCİTEN UYGULAMA...

Tilki günlerdir açtır. Çaresizce dolaşırken ağaç dalına asılmış bir koyun budu görür! İştahla buda saldıracakken ağacın dibine doğru uzanan kabloyu fark eder. Tuzak olduğunu anlar ve çaresiz olduğu yere uzanır. Kara kara düşünmektedir. Tam bu sırada, en az tilki kadar aç bir kurt görünür. Tilkiye ne yaptığını sorar. Tilki; "Yatıyorum." der. Kurt, hayretle;
- Şu kocaman budu görmedin mi?" diye sorar.
- Gördüm...
- Niye yemiyorsun?
- Bu gün orucum...
- Ben yiyeyim bari...
- Buyur... Der tilki.
Kurt, tilkiye içinden gülerek hemen buda saldırır. Buda asılır asılmaz müthiş bir patlama ve kurt, olduğu yere yığılır. Tuzağın bozulduğunu gören tilki, hemen budu yemeğe başlar. Bir ara kendine gelen kurt, tilkinin budu yediğini görünce;
- Heey! Hani sen oruçtun? diye sorar... Tilki; iştahla yemeğe devam eder ve;
- Az önce atılan iftar topunu duymadın mı? Der
...........................
Bir kısmımıza tilkilik, bir kısmımıza kurtluk görevi tayin eden senarist; son yıllarda iki gruba da gülerek bakıyor farkındayım! Ülkücülerin canları, kanları, ikballeri pahasına büyütüp geliştirdiği parti; ideolojik yüklerinden kurtularak "Büyük çatı" hareketine davet ediyor herkesi! Gelenlerden MHP'li olmalarını da istemiyor! İstedikleri; herkesle işbirliği!
İmralı mahkûmu da, MHP'den iki gün önce avukatlarıyla yaptığı mutat görüşme(!)de; DTP'ye bir "Çatı partisi" oluşturmalarını ve herkesi davet etmelerini öğütlüyor! Gelenlerin PKK'lı olmaları da istenmeyecek! İstenen, herkesle işbirliği!...
Devrimcilerin desteklediği solcular; İmralı Mahkûmu'nun çatısı altına girmişler bile!...
Kimin eli, kimin cebinde belli değil!
Kahramanlarımız, komutanlarımız, kahraman paşalarımız cezaevindeler! Hem de yıllarca mücadele ettikleri, öldürmeyip yakalayarak kanuna teslim ettikleri PKK'lılarla aynı cezaevinde!... İnsan, insansa hataya müsaittir. Yani kim olursa olsun insan; insanlığı gereği suç işleyebilir! Bu suç işleyen de kim olursa olsun elbette cezalandırılmalı ve ettiği, kimsenin yanına kâr kalmamalı! Buna ne itiraz ederim, ne de itiraz edenin samimiyetine inanırım!
Ama birileri, seçim sistemimizdeki anormalliklerden istifade ederek seçimlere bağımsız katılıp meclise girdikten ve dokunulmazlık zırhına bürünerek açıkça PKK yandaşlığı ve savunuculuğu yaparken; PKK'lılıktan yargılanırken cezaevinden seçime katılıp, meclise gelenleri, demokrasi adıyla atlayarak; yıllarca PKK'lılarla mücadelede devlet adına, amirlerinin verdiği görevleri yapanları; emekli olduktan sonra soktuğumuz hallere itirazım var!
En milliyetçi tarifli parti genel başkanı tarafından, PKK'nın siyasal uzantısı partinin mensupları; meclisin rengini tamamlamak üzere yakınına, yanına çağrılırken; Apo çukurunu sorgulayan askerlerimizin, Apo'nun adamları teröristlerle aynı cezaevine koyulmalarına itirazım var!
Genel Kurmay Başkanlığımız'ın; tutuklu paşalarımız ve askerlerimizi, hem de sür'atle askeri cezaevlerine aldırıp, askeri mahkemelerde yargılanmalarını sağlamasını ümit ediyorum hem de bütün gönlüm ve Türklüğümle...
Askeri mahkemede yargılanarak cezalandırılıp cezaevine koyulan, cezası bittikten sonra er rütbesiyle tahliye olan paşaya kim itiraz etti? Şimdiden sonraki yargılanacak ve cezalandırılacak askerlere de itiraz edilmez. Ama hayatlarını dağlarda, sınır ötelerinde; karda, kışta PKK ile mücadeleyle geçirmiş subaylarımızın, PKK'lılarla aynı cezaevinde tutulmalarına, vaz geçmeden ısrarla itiraz edeceğim...
Bu itirazım, eğer halkın arasına inilirse milletin itirazıdır görülür... Millet te, biz de bu yanlıştan dönülmesini sabırsızlıkla beklemedeyiz...
Yoksa daldaki but çürür! Çünkü kurtta akıllandı artık!...
"ZAMANI TANRI YAŞAR. İNSANOĞLU HEP ÖLMEK İÇİN TÜREMİŞ."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: