Salı, Ağustos 26, 2008

HEM DE NASIL KARŞIYIM! YANİ!...

Sanal ağda çok keyifle okuduğum Asker AVŞAR'dan; "And olsun kelâmın ruhuna. Bütün kelimeler, sadağımdan alınmış oklar gibi, saldırsın..." cümlesiyle girersem işim kolaylaşacak!
Hemen peşine iki dost yüreğin sitemlerini alacağım. "Saygıdeğer Mustafa Hocam; Eğer sizde teslim olduysanız, teslim bayrağını çektiyseniz vay halimize!...Vay ki, vay halimize!" diye sitem oklarını salan Sevgili Haydar Ali Fırat ve; "Son yazınızı okuyunca, aklım karıştı. Size ilk defa katılamıyorum Hocam! Ve siz de böyle yazdıktan sonra, ben herşeye daha da karşıyım artık! Bundan sonraki yazınızın başlığı, "Yani..." olsun isterdim." diye sitemlerini esirgemeyen yine çok keyifle okuduğum Ecehan Dilek Güralp dostlarım ve onların şahsında böyle algılayan bütün dotlarımdan özür dilemeliyim! Eğer izniniz olursa, bir de kendimden özür dilemeliyim! Demek ki kendimi ifadede kusur ettiğim için dostlarıma da azap verdim asla istemediğim halde!
Cehennem sıcağı dediğim Çöl Sıcaklarından olsa gerek ki ifade eksikliğim olmuş demek ki! Oysa ben ironi yapmıştım! Demek ki yaptığımı zannetmiş ama becerememişim!
Güzel Dostlarım;
Muhalefet yapmak, muhalif olmak; "Hoş geldin." diyene, "Hoş bulmadım!" demek değil elbette! İktidarın en büyük denetçisi ve teşvikçisi muhalefettir, muhalefet olmalıdır! Türk Milleti ve Türkiye halkı, siyaseten çaresizliğe mahkûm edilmiş ve maalesef muhalefetsiz kaldığı için, işimiz olmamasına rağmen muhalefet bize kaldı!
Bizim muhalefetimizden ne mi olur? Vallahi çok şey!...
Millet söylenir, biz milletin söylendiklerini toplar onların adına söyleriz. Millet adına söylenen sözlerimizin de mutlaka işitildiğine kaniyim. Başka türlü olmaz! Başka türlü olamaz, olamamalı!
"Artık Karşı Değilim!" diye ironi yaptığımda; nelere, ne kadar karşı olduğumu ifadeye çalışmıştım! İroni benim işim değilmiş demek ki! Zaten ağlanacak halimize güle güle, bu günlere geldik ya!
Çok söyledim. Bir daha tekrar edeyim: Türk'ü, Türkiye'yi, Atatürk'ü, Türk'ün olduğu her yeri, Türk'ün olan herşeyi, mukaddeslerimi, bayrağımı, cumhuriyetimi ölesiye seviyorum. Bunları sevmeyenler; bu değerlerimize saygı göstermeyenler, kim olurlarsa olsunlar otomatikman hasmımdır!Devletimden yanayım. Milletimden yanayım.
Onar yıllık mutat periyotlarla kahramanlarımızın hainleştirilmesine, hainlerin kahramanlaştırılmasına şiddetle karşıyım! İktidarken mazeretler arkasına sığınmayı, şikâyetlenmeyi siyâset zannedenlere de bir o kadar şiddetle karşıyım!
Sevdiklerime, dünyaya rağmen taraf olmaktan, arka durmaktan keyif alır; sevmediklerime dünyaya rağmen karşı olmaktan haz duyarım!
Yeri gelmişken; JİTEM diye şimdi öcüleştirilen, Jandarma İstihbaratı olduğunu ve var olduğunu, bölücü hainlere karşı destansı mücadeleler verdiğini hem bölge halkının, hem de bütün Türkiye'nin bildiği bir kurumun görevlilerinin hain muamelesi görmesine karşıyım! Genel Kurmay Başkanlığımız'ın; verilen emir ve görevleri bihakkın ifa eden bu kahramanlara sahiplenmemesine karşıyım!
Genel Kurmay Başkanlığımızı da, oy endişesi mi sardı? Görevlerini ihmal veya suistimal edenleri yargılamak üzere askeri mahkemelerimiz yok mu?
Kuvvet komutanlıkları yapmış, ordu komutanlıkları yapmış, artık millileşmiş görevler yapmış Paşalarımızı'ın, Albaylarımız'ın, PKK'lı alçaklarla aynı muameleye tabi tutulmalarına karşıyım! Askeri cezaevlerinde göz altına alınsalar, askeri mahkemelerde yargılansalar ve cezalansalar, kimin ne deme hakkı var?
AB istiyor diye, ABD istiyor diye, "Dolma Kalemler" kendilerine verilen görev gereği edepsizce bağırıyorlar diye; bu Paşalarımızdan, bu görevlerinin kahramanları askerlerimizden böylesine kolay vaz geçilmesine karşıyım!
Haktan yanayım! Haklıdan yanayım! Devletime ihânet eden, askerime kurşun sıkan, vatandaşlarıma vahşice saldırarak katledenler, kim olurlarsa olsunlar, isterlerse Kur'an'dan gömlek giymiş olsunlar itlaflarından keyf duyarım!
Orhun Kitabeleri'nde ceddim; "Kinim, dinimdir." diye tarihe düşmüş notumuzu! Verdiği fıtratî karakterimizi bilen Allah(c.c.)'ım da; "Size yapılan kötülüğe misliyle mukabele ediniz." diye Türk Milleti'ne tolerans tanımış. "Ama affederseniz sizin için daha hayırlıdır." diye tavsiyesini de buyurmuş! Yani bize yapanı affedersek daha hayırlı ama affetmezsek, misliyle mukabele edersek mesul değiliz!
Sevgili Ecehan Dilek Güralp, Yani!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: