Cumartesi, Ağustos 23, 2008

SUSUZUZ, HUZURSUZUZ...

İzmir'de yaşamaya mahkûmuz!
Dünya cennetlerinden bir ilde, maalesef cehennem âzâbına mecbûruz!
Çöl sıcakları adı verilen, cehennem sıcağına teknolojinin desteği ile kısmî de olsa çare bulunabiliyor ama yemyeşil İzmir'de çöl susuzluğuna tahammül mümkün değil!...
Öfke ile klavyemin başına oturduğum saatte tam 25 saattir susuzuz! İnternetten İZSU'nun sitesine girildiğinde; Tahtalı Barajı'ndaki teknik meselelerden su kesintisini öğrenebiliyoruz. Teknik meselenin de suyun olmadığı, suyun kalmadığı olduğunu artık sağır sultan da biliyor! Kurak bir mevsim geçiriyoruz ve tasarruf denen bir alışkanlığımız yok! Suyun israfında elbette suçluyuz! Çare bulmak için uğraşıldığını da tahmin edebiliyoruz!
Önümüzdeki yerel seçimlerde İzmir'i, 2.Cumhuriyetçilere vermemek için kerhen de olsa mevcut yerel yöneticilere sahip çıkmanın şart olduğunu söyleyenlere de itirazım yok!...
İtirazım, yalana! İtirazım; İzsu'nun internet sitesinde duyurulan saatlere uyulmamasına! Ve en büyük itirazım; asla bir yetkiliye telefonla ulaşabilme şansımızın olmamasına!
Sabah 10.00'dan, akşamın 21.30'una kadar kaç kere bilinmeyen numaralardan telefon sorduğumu, kaç yerel İzmir tv'sine şikâyetlendiğimi bilemiyorum! Benim ulaşamadığım İzsu yetkilisine elbette onlar da ulaşamıyordur ki çaresizliklerini sadece benimle paylaşmakla yetindiler!
Şu Milli Görüşçüler, sadece yerel yönetimlere talip olacaklarını söyleselerdi ve biz de yerel yönetimleri, onlara teslim etseydik diyesim geliyor terden kokan bütün bedenimle isyan ederek!...
Aklım kesti keseli yerel yönetimler ve yerel yöneticiler, partilerinin genel başkanlarını ve genel merkezlerini ya taşıdılar, ya da onların başarısızlıklarını aklamak zorunda oldular!
AKP döneminde bu da değiştirildi!
Milletvekillerini tanımadan sadece "İnadına Tayyip" sloganına oy veren kızgın, protestocu millet; bu kere yerel yönetimlerde de "İnadına Tayyip" sloganına oy vererek, genellikle tanımadıkları, Tayyip Erdoğan'ın atadığı ve başarısız yerel yönetemeyenler seçtiler!
Ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerine siyâseten tam gün doğmuşken; İzmir'in özel karakteristik yapısından hareketle, Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarla istediği üç yerden biri olan İzmir'i sadece bu susuzluk yüzünden kaybederse CHP'de çok yanmalı, korkarım İzmir'i kaybettiren susuz insanlar da!...
İzmir Büyük Şehir belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na; binlerce ulaşamayan İzmirli adına, İzsu yöneticilerini şikâyet ediyorum.
Hayatımdaki ilk şikâyetimdir!
Hayatım boyunca kimseyi, kimseye ve asla şikâyet etmedim! Ama sitelerinde bildirdikleri saatlere ve programa uymayan, programa uymayış nedenlerini siteye yazmak zahmetine katlanmayan ve asla telefonla ulaşılması mümkün olmayan İZSU yöneticilerini, tekrar şikâyet ediyorum!...
Aklım kesti keseli, genel başkan ve genel merkezlerini taşımakla mükellef yerel yönetimler; Türk Siyasi tarihinde ilk defa genel merkezlere yük!...
Cumhuriyet kazanımları ve Atatürk miraslarının tek savunucusu kaldığı için, taraflı tarafsız herkesimin yansız ilgi ve desteğini toparlamaya başlamış olan Deniz Baykal'ın sırtında bir de İzmir Büyük Şehir Belediyesi yükü var son günlerde maalesef!... Umarım farkındadır...
Önümüz de mübarek Ramazan! Susuz İzmirli'nin hali ne olur?...
Su kesintileri başladı başlayalı, İzmir'in nabzından haberi olan bir siyâsi de yok maalesef!...
Şimdiden sonra kim İzmir'in su meselesi hakkında siyasi bir söz söylerse, milletin söylendiklerini duymamaları için kulaklarını kapatsınlar diye tavsiyede bulunurum!
İzmirlinin sabrı su kesti! Ve maalesef su da yok, suyla ilgili başvurulabilecek bir yetkili de...
İzmir'deyiz, susuzuz ve çok huzursuzuz...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: