Salı, Ağustos 26, 2008

HALK MI, MİLLET Mİ?...

İnsan, eğer insansa insanca davranacaktır.
Hevesleri olacak, heyecanları olacaktır. Sevdikleri olacak, saydıkları olacak, öfkelendikleri hatta nefret ettikleri olacaktır.
Her seven insan, sevdiğine sevgisini, kendine has davranışlarıyla belli eder, ediyordur mutlaka. Her kızanın, her öfkelenenin; kızdığını, öfkelendiğini ve hatta nefret ettiğini cezalandırma şansı yoktur, olmamalıdır! Böyle bir hâl, böyle bir uygulama varsa o yaşanılan yer, cehennem değilse bir tiranlıktır, derebeyliktir!
Aynı vatanın, aynı bölgesinde hatta aynı mahallede, aynı sokakta yaşayacak yaşamaya mecbur olacaksınız ve birbirinize tahammül etmeyi bileceksiniz! Bu yüzden belki de örnek teşkil edebilecek bir davranışı olan köyümü, çok ama çok seviyorum!
Bir kaç sefer gerektiği için arz etmiştim. Karslıyım şükürler olsun. Kars'ın en şirin ilçelerinden Arpaçaylı'yım. Arpaçay'ın da dağ köylerinden olan Taşdere Köyü'ndenim. Köyümüz; büyüklerimizin tarif ile "alacasız", yani katışıksız bir köydür. Tamamen saf bir Türk köyüdür. Köyde hemen herkes birbiriyle yakın akrabadır. Akrabalık uzaklaşmışsa mutlaka kız alış-verişi dolayısıyla tekrar yakınlaşılmıştır. Bu yakınlığa, bu akrabalığa rağmen köyümüzde çok sert aile kavgaları da olmuştur! Bu kavgalar yüzünden, birbirlerine göre "düşman" diye tarirf edilen aileler de vardır. Bu düşman aileler, diğer ailelere göre birbirlerine çok daha saygıldırlar! Birbirlerine karşı yapılacak en ufak bir saygısızlık, kıyamet tarifli kavgalara neden olabilir. Köyün büyüklerinin; akşamlar -elektriksiz, televizyonsuz günlerde- başlarına topladıkları çocuklarına anlattıkları hikâyeler ve sülâle geçmişleri ile ilgili anılar arasında bir öğreticilikleri vardır. Satır aralarında; büyüklerinden öğrendiklerini, kendilerinden bir sonraki nesle eksiksiz aktarırlar. Bu sayede; yazılmamış ama her alanda hissedilen bir ahlâki yasa vardır. Bu yasanın adı edeptir, töredir, terbiyedir ve dosta-düşmana saygıdır.
Köyümün ve köylülerimin en vaz geçilmez özelliği ve güzelliği, köyün sınırları dışında görülür. İhtiyaçlarını karşılamak, alış-veriş için ilçe veya şehre giden köylülerimiz, birbirlerini sıkı bir göz hapsinde tutarlar! Her kesin birbirinden haberi vardır. Düşmanı bile olsa yabancı yerlerde köylülerimiz, birbirlerinin arkasıdırlar. Bu özelliği bilindiği için ne ilçede, ne de şehirde bizim köylülere kolay kolay kimsenin bir şey söylemek haddine değildir. Düşman ailelerin, şehirde birbirlerine destek oldukları ve köye geldiklerinde ise her kesin kendi mıntıkalarına ve saygı ölçülerine çekildikleri bilinir!
Amacım; köyümü, köylülerimi anlatmak değildi. Ama örneğe ihtiyacım vardı. Bu karmakarışık günlerimizde, bütünlüğümüzü, milletliğimizi koruyabilmemiz için birbirimize tahammül mecburiyetimizi anlatabilmek için örneğe ihtiyacım vardı... Örnek olarak aklıma köyüm ve köylülerim geldi. Özledim tabi her birini ayrı ayrı, burnumun direği sızlamacasına...
Köylerimizde zannederim benzer ahlaki değerler, töresel yazısız yasalar vardır. Köylerimiz kasabaları, kasabalarımız ilçeleri, ilçelerimiz illeri, illerimiz bölgeleri, bölgelerimiz de ülkeyi meydana getirdiğine; ülkemiz aynı zamanda vatanımız olduğuna göre, toprağı vatanlaştırabilmek için yüzlerce yıldır kan ve can vererek bu günlere geldiğimize göre; halimizi, devletimizi, devletliliğimizi muhafazaya mecburuz.
En nefret ettiğimiz komşumuza tahammüllü, saygılı olmak zorundayız ki vatanımıza, devletimize yapılacak her hangi bir saldırıda birlikte davranabilme özelliğimiz devam etsin...
Eğer mahalle baskısı varsa -ki şehirlerde var olduğunu zannetmiyorum- bu yönde olmalıdır.
Hainlerle, yerli işbirlikçilerle, ajanlarla, "Dolma kalemler"le başka türlü baş edemeyiz! Bizimle baş etmekte zorlanan şer ve dış güçlerde bu mahalle baskısı adındaki törelerimizi, töreleri oluşturan milletliğimizi hedef aldılar! Milletliğimizi çözerlerse, bizi halklara ayrıştırmayı başarırlarsa Allah korusun devletimizin ömrüne kast ederler!
Türk Milleti ile Türkiye halkını, çok bilerek kullanmalı ve sadece Türk Milleti gibi davranmalıyız. Halkçılıktan, zümrecilikten, mezhepcilikten, cemaatcilikten, particilikten; Milletçiliğe geçebilirsek kendimizi toparlarız!
Yoksa yerli işbirlikçi en-tellek-tüellerimizin de yaralarımızı kaşımaları yüzünden parçalanırız Allah korusun!
Bu devlet çatısı çökerse, enkaz altından sağ çıkan da olmaz!
Yerim doldu ve yine söylenecek sözüm kaldı!... Devam ederim diyor, suni gündemler yüzünden devam da edemiyorum!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: