Pazar, Ağustos 17, 2008

NEDEN "İLK" OLMASIN Kİ?...

Dünyayı Türkçe okuyan; her gün Yeniçağ alarak Yeniçağ'ı kendilerinden başka hiç bir kuvvetin teslim alamayacağını ispat ettiren Türk Yeniçağcılar;
Allah(c.c.) nasibederse çağı yenileyecek kanaat önderi, "Dünyayı Türkçe Okuyan" bu müthiş Türk grubundan çıkacak inancındayım.
Sizlere öylesine güvenmiş, sizlerin varlığınızı hissederek öylesine cesurum ki; artık tenkitleriyle bir şey yapamadıklarını anlayarak küfredip aczlerini deşifre eden zavallılarla muhatabım! Muhatabım dediysem bağışlansın lütfen. "İt ürüyor ve kervan yürüyor." kadardır muhataplığım.
Sağ olun. Yakın ilgilerinize teşekkürlerimi kabul edin lütfen. Şükürler olsun ki varsınız.
Yelkenler, rüzgârla şişmezse malumunuz gemiyi yürütemez...
Sizler gibi ehil yüreklerlerden aldığımız iltifatlar, yelkenlerimizi şişiren rüzgârımızdır.
Türkçe düşünen, Türkçe konuşan ve Türkçe duran Yeniçağ'ı; bu rüzgârınızdan mahrum bırakmayacağınızı artık biliyoruz... Biraz daha! Biraz daha lütfen, hepimiz için...
Elbette bu aralar şişen yelkenlerimiz de çaresiz, biliyoruz! Biliyoruz ki; devlet gemimizi karaya oturttular! Yanlış rotada yanlış istikamete götüren yanlış kaptana, yeterince itiraz edemediğimiz için gemimizi karaya biz oturttuk!
Şimdi karadan gemileri yürütebilecek bir yüreğe ihtiyacımız var! O yüreğin bir an önce ortaya çıkması için, millet olarak ona yürek olmak gerek!...
Allah(c.c.)'ın Maide Sûresi 54. Ayeti'nde; "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. Bunlar Allah yolunda cihad ederler ve hiç bir kınayıcının kınamasından korkmazlar." şeklinde apaçık tarif ettiğine inandığım, Peygamberimiz(s.a.v)'den dualı bu asîl Türk milletine, uzun süreli zilletin revâ görülmeyeceğine imanım var...
"Kul sıkışmazsa Hızır gelmez." darb-ı meselinden hareketle; Allah'a kullukta yarış kabul etmeyen bu Milletin içinden Hızırvâri bir Türk yiğidinin, yanardağca patlayarak çıkması an meselesidir...
İnancım bu! Bu inancımı tekrarlayarak, dillendirerek en azından kendimi teselli ettiğimi; teselli olmuş bendenizin çevresine de teselli kaynağı olmaya gayret ettiğimi söylesem sırrımı mı ifşâ etmiş olurum? Sırrımı ifşâ etmiş olsam bile; sizler gibi ehil yüreklere, sırdaş-ketum yüreklere açıldığım için endişeden uzağım...
Bu iç huzurumla; kendimde başlatıp kendimde bitirmeğe gayret ettiğim nefsî cihadımda; bazen olası haddimi aşmalarımda, sürç-i lisanlarımda affınıza muhtacım...
"İlk adım", "İlk hareket", "İlk Parti" adıyla, ciddi manada ilgimi çeken ama maalesef özel meselelerim yüzünden ilk defa bendenizin dillendiremediğim bir oluşum var! Başbuğ Türkeş'in, tevil kabul etmez meşhur mektubunda el yazısı ile; "Temiz ve ihlaslı bir Anadolu Türkmeni'dir. Avşardır, benim aşiretimden boyumdandır. Denenmiş fedakar bir kimsedir." şeklinde tarihe tarif edilen Ülkücü Hareket'in "Kadir Hoca"sı'nın, Av. A. Kadir Erdil'in, bir oluşumunu duyuyor, biliyorum.
"İşi ayinesidir kişinin lafa bakılmaz." düşüncesi ile, bütün duyarlı Türk yüreklilerin, "Kadir Hoca"nın bu oluşumuna biraz dikkat kesilmelerini rica etsem, artık kaynadığına inandığım volkanın patlama işareti midir yoksa bana mı öyle geliyor diye de sorsam, bir hayra vesile olur muyum?
Türkçe düşündüğünü, Türkçe konuştuğunu ve karaya oturtulmuş Devlet gemimize Türkçe kaptanlığa talip olunduğuna -şahsen- inandığım bu hareket; neden bir "ilk" olmasın ki?
Bu kadar ihanet içinde, bir sadık hareketin varlığını duyarak, yine kendimi mi teselli ettim dersiniz? Neden "ilk" olmasın ki? Yasak mı var? Varsa kimin, kimlerin yasağı?
Tesellim de olsa Vallahi hoşuma gitti...
Vebal de olsa kendi vebalimdir ve sahibiyim inşallah...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: