Çarşamba, Ağustos 06, 2008

TÜRK'ÜM; KORMUYORUM, KORKMAYACAĞIM...

Bir fal kitabı edindim sonunda şükürler olsun!
Bir rüya tabirleri kitabı da diyebiliriz isterseniz!
Sabah uyanıyor "mest kafemi" önüme alıp, onun yaydığı güzel kokuyu sindire sindire bilgisayarımı açıyorum. Torunumun sereserpe pozu ile açılan bilgisayarımla güne başlıyorum. Sonra; rüya tabirleri veya günlük fal kitabımı, "Ergenekon Dosyası"nı açıyor ve her hangi bir sayfasını tıklıyorum! Kimi niyetlerseniz, kimi ararsanız var orada!
Kimin eli, kimin cebinde; hangi milliyetçi hangi ümmetçiyle; hangi ulusalcı başındaki kalpağını koymadan hangi PKK kampında eğitim veriyor; hangi mafya, hangi devlet görevlisi ile; hangi siyasi hatta başbakan, hangi devletin gizli istihbaratı ile alışverişte; hangi cemaat, hangi dindışı adamlar veya kuruluşlarla işbirliğinde; hangi kahraman bilinen, hangi hainle; hangi komutan, hangi düşmanla el ele v.s.v.s...
Bu iddaname adındaki, adını koyamadığım telekulaklar sayesinde toparlanmış ciddi küfürnameler külliyatıyla ne yapılacağını, ne yapılmak istendiğini ve bu yapılacakları veya yapılması istenenleri kimlerin yaptırmak istediğini anlayamadım! Bir gün biri mutlaka anlayacaktır ve anladığını anlattığında biz de anlayacağız inşallah!
Bu "Küfürname Külliyatı"ndan benin edindiğim intiba; bir yerler, birileri -ki bunlar asla millî değil, ulusal değil,Türk değil, Türk'ten değil, solcu değil, sağcı değil, ülkücü değil, ümmetçi değil yani kesinlikle bizden değil ve bizden yana değil- bizim aydıncılık oynayan ve kendilerine servis edilen yalan-yanlış bilgileri millete duyurmakla gazetecilik yaptığını zannedenler sayesinde milletin aklını karıştırmayı düşünüyor! Epeyce de başarılılar!
Milletlikten halklığa, halklıktan kabileliğe, kabilelikten aşiretliğe, aşiretlikten sülaleliğe, sülalelikten aileliğe, ailelikten fertliğe doğru bir çözülme düşünülmüş ve bu çözülümü de nerdeyse başarmışlar!
Dostlar; Vallahi abdala âyân oluyormuş! İddianâme adıyla piyasaya sürülen ve yayınevi devletin savcıları olan "Küfürnâme Külliyatı"nı okudukça; asıl planlananın, milletin devletine olan güvenini kaybetmesi olduğunu gördüm! Millet devletine güvenmeyecek, devletine güvenmeyen millete devlet öfkelenecek! Devletle milletin organik bağı koparılarak aralarına yeşil dolar ve yeşilli euro sokularak bir daha bir araya gelmemeleri sağlanacak!
Millî Kahramanlar hainleştirilecek, hainlerin kurnazlıkları akıllılık olarak tarif edilecek; gemisini kurtaran kaptan yerine "Kendine hayrı olmayanın kime ne hayrı olur." temelli, şüphe yerleştirilecek!
Milletin devletine, devletin milletine; milletin ferdine, ferdin milletine güveni zayıflatılacak! ve sürüden ayrılması sağlananları kurt kapacak!
Bir yerden, hür akılların seslenmesi gerek ki bu hain ve geçmiş on yıllara sari planın tutmadığı, tutmayacağı, tutamayacağı, bu milletin asla sürüsünden kimsenin ayrılmasına izin vermeyeceği bilinsin! Bilinsin ki senaristin aklı karışsın! Senaristin aklı karışsın ki koordinesinde kopukluk olsun! Kordinede kopukluk olunca da işbirlikçilerin zaten zayıf olan yürekleri korkudan patlasın!
Türk Milleti, imanlıdır; Allah'a inanır güvenir. "Allah var, ne gam var?" diye teslîm olmuştur.
Türk Milleti, cesurdur; "Yüreğinde Allah korkusu taşıyanlar, başka korkuyu tanımazlar." inancındadır.
Heeey senarist! Heeey işbirlikçiler, kulak verin şimdi Türk Milletine;
Türk Milleti, bütündür; sürüden ayrılanı kurtun kapacağını bilir.
Türk Milleti, bakidir; binlerce yıldır, onlarca medeniyetin ve milletin tarihin çöplüğüne atılışını, batışını izleyerek günümüze gelmiştir.
Türk Milleti, sabit adreslidir; geçtiğimiz bin yılda bu coğrafyadaydı, önümüzdeki bin yılda da bu coğrafyada kalacak ve kalmak için ne lâzımsa yapacaktır.
Türk Milleti, mutassıptır; kahramanlarını da, hainlerini de bilir ve asla unutmaz.
Türk Milleti, devletlidir; on binlerce yıldır devletli olmuş, günümüze devletli gelmiş olan bu asil millet, devletliliğe devam edecek; devleti ile Türk Milleti'nin arasına bir şeylerin girmesine asla izin vermeyecektir.
Türk Milleti'nin bir ferdi olarak, bir Türk olarak; önce Allahım'a sonrada O'nun himmetiyle Devletim'e sonsuz güvenim var. Güvendiğim Devletim'in de bana güveninden eminim. Devlet ben'im, ben Devletiminim...
Tarih benim, devlet benim; ben tarihim, ben Türk'üm. Dünya nizamı benden sorulur, soranın da sadece Allah olduğunu bilirim...
Türk'üm; korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: