Perşembe, Eylül 11, 2008

12 EYLÜLLER NİYE ?...

12 Eylül 1980 Kıyameti üzerinden 28 yıl geçmiş!...
Oysa yaraları taptaze, kanamalar devam ediyor, nedâmetler veya övünmeler boyu aştı, getirisi yok, götürüsünü hesaplamaya kimsenin ne samimiyeti nede sağduyusu müsait değil!...
Türkiye'nin; sağcısıyla-solcusuyla, ülkücüsüyle-devrimcisiyle, laikiyle-ümmetçisiyle aklı karma karışık!...
Değişmez bir görüntüyle onar yıllık periyotlarla, kahramanlar ve hainler üretilen bu cennet coğrafyada; gerçek vatanseverler, devletperverler, milletperverler, birbirlerine hasımlaştırılarak milletin dinamikleri kendi kendilerine yok ettirildi!...
11 Eylül 1980' e kadar birbirlerinin can düşmanı olan gençliğin en dinamik kesimleri; önce birbirlerini boğazlayarak, sonra aynı insanlık dışı işkencehanelerde eşit derecede ezilerek, işkencehanelerde bedenlerinden ziyade karakterleri ve iradeleri hedef alınarak, orta çağ Avrupası'nın engizisyon uygulamalarına tabi tutuldular!...
Dayananlar, direnenler olduğu gibi dayanamayan, direnemeyen ve bu yüzden de suçlanmayı hak etmemiş ama öncelikle yakın arkadaşları tarafından dışlananlar oldu! Asıl cezayı; serbest kalmalarına rağmen, asılmamalarına rağmen bu dışlananlar çektiler, çekiyorlar! Ne kahramanlar, ne de hain! Ama terk eden olarak tariflendiler! "Öten!" olarak ünvanlandılar! Ne kadar saklanmak isteseler de; her 12 Eylül'de, Kıyametin her yıl dönümünde hatırlanıldılar, utandılar, utandırıldılar!... Utanmaktan uzak karakter fukaraları ise dolar ve euro ile alınıp satılan "Dolma Kalemler" oldular...
Oysa; günümüzden tam yüz yıl öncesi Osmanlı'nın can çekiştiği günlerin tekrarını yaşıyorduk ve yaşıyoruz! İttihatçılar vardı, Jön Türkler vardı, Kuvvacılar vardı, Pantürkistler, Panislamistler vardı! Bu, hepsi de samimi olan grupların arkasında da o günün hakim güçleri olan İngiliz, Fransız, Alman vardı!...
Bu canhıraş iç çekişmelerin sonunda Ordu meseleye müdahil oluyor ve Balkanları kaybettikten sonra, koca bir cihan imparatorluğu, tarihe karışıyordu!...
Zamanımızda da; sağcı var, solcu var; milliyetçiler var, kapitalistler var, sosyal demokratlar veya demokratik solcular var; ümmetçiler-2.Cumhuriyetçiler var, laikler-cumhuriyetçiler var; Yeni Osmanlıcılar var, Atatürkçüler var; şövenist ırkçı faşist Kürtçüler-PKK'lılar var, devlet-i ebed-müddet diyen Nizam-ı Âlemciler var, ülkücüler var! Tek tek incelediğimizde; hayretle görüyoruz ki Rusya'da olmadığı kadar Leninist var, komünist var; Turancı var, ümmetçilik adıyla Panislamist var!... Ümmetçiler, cemaatler adıyla; ülkücüler-milliyetçiler partileriyle, Türkçülük ve milletçilikleriyle; solcular veya devrimciler fraksiyonel farklılıklarıyla paramparça ve aktif siyâsetin kesinlikle dışındalar!...
Ne ülkücüler MHP'de, ne devrimciler CHP'de, ne de gerçek milli görüşçüler AKP'de!... Ne ülkücülerin, ne devrimcilerin, ne de milli görüşçülerin ne siyâsette, ne de hükümette söz hakları yok!...
Bütün muhtıra ve darbelere muhatap olan hükümetleri hatırladığımızda; hep amerikancılıkla, amerikan uşağı olmakla suçlanan sağ iktidarları ve büyük bir çoğunluğunda da altı kere gidip, yedi kere gelen Süleyman Demirel'i görürüz!...
Hâlâ aklımız karışıksa; hâlâ bu memlekette taş üstüne taş koyabilmek için bu yola baş koyanları, yerli işbirlikçilerden ayırt edemiyorsak ve hâlâ 12 Eylül öncesinin kısır ama çok kanlı günlerine takılarak meselelere taraftar gözlüğüyle bakmaya devam ediyorsak, daha çooook 12 Eylül yaşarız!...
Hâlâ provakatörleri içimizden ayırt edemezsek, hâlâ taraftarlıkla dâva adamlığını birbirine karıştırmaya devam edersek; hâlâ günümüzden yaklaşık yüz sene önce feryâd eden M.Akif'in;
"Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
....
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! '
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da demiyor bir tarafından!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır. "diye söylediklerini, uyarılarını anlayamazsak, daha çooook 12 Eylüller yaşarız çook!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: