Pazartesi, Eylül 22, 2008

ARTIK AĞLAYANA DA MEME YOK!...

Yıllardır kavgalı olduğu Köşk'ü; en milliyetçi tarifli, "Meclis'te renk tamamlayacak kadar demokrat" MHP sayesinde ele geçirmiş; yıllarca kavgalı olduğu ve fikir babaları "Şerbakan"ın, "YÖK'ü türbana esas duruşa geçireceğiz." talimatını uygular şekilde ve gûya muhalefetken milleti zorla AKP'lileştiren CHP ve MHP'nin sayesinde ele geçirmiş; kılcal damarlara sirâyet edinceye kadar gizlilik taktiği ile sıraya koydukları kavgalı kurum ve yerleri tek tek düşüren zihniyete, bir yerlerin dikkatini çekmeye çalışırken zaman kaybettiğimizi artık kesinlikle biliyorum!
Bu başarısız muhalefet ve siyâsetle, AKP'ye güç yetmez!...
Milletten biri olarak, devletin aslî sahibi bir Türk olarak Türk Milleti'ni uyarmaya gayret etmek lâzım diye düşünüyorum artık...
Anayasa Mahkemesi tarafından; "Laikliğe karşı odak olmak" suçu sabit görülerek cezalandırılmış bir partiyi ve o partinin yöneticilerini, ikaz etmek artık işe yaramıyor!...
İktidar ve Ana muhalefet; savcılık ve avukatlık yarışında ne zaman, kimi, kime karşı ve nerede savunacaklarını veya cezalandırmaya çalışacaklarını bilmezlerken; iktidar başının tarifiyle "yavru muhalefet" sadece seyircilikle, hükümet çok sıkıştığında istenmemesine rağmen yardım edip şaşırtarak sessizliğine devam ediyor!...
Gündemle istediği gibi oynayan, gündemi istediği gibi değiştiren Recep Tayyip Erdoğan; Meclis'te sadece CHP milletvekillerinin ve tek başına muhalefet Kamer Genç'in soru önergelerine; sayısal çoğunlukları sayesinde ya cevap vermemek, ya da üstünkörü cevaplarla geçiştirerek meseleleri hem Meclis'ten, hem de milletten saklamayı başarıyor!...
Haksızın haklı, haklının haksız tarifleri; Başbakan'ın isteği doğrultusunda günlük olarak değişebiliyor! Artık küfrün en dik âlâsı hakaretler, siyâset literatürüne girdi! "Şerefsiz!" sıfatını; kimin, kim hakkında, nerede, ne zaman kullanabileceğini artık kimse önemsemiyor! "Şerefsiz!" hakareti, öylesine irtifa kaybetti ki, isteyen istediğine, istediği zaman ve istediği yerde söyleyebilir oldu! "Şerefsiz" hakareti şerefsizleşti!...
Köşk, hükümetin gönderdiği hiç bir şeyi, hiç bir atamayı bekletmeden imzaladığı için vekâleten yönetilmelerine de son verilen bütün kurumlar, asâleten atanmış taraftarlarca dolduruldu deniliyor!
Böyle olunca da kurumlarla kavgalarını nerdeyse bitirdiler! Milleti ve Devleti nelerin beklediğini hep beraber bekleyerek göreceğiz artık!...
Başbakan'ın ısrarla vurguladığı, "Yola Devam." tavsiye ve talimatıyla iyi şeyler de yapılıyormuş! Artık ses kirliliğine dönüşen, gürültülü gündem yüzünden farkında olamıyormuşuz!
Meselâ; Tübitak'ın Büyükşehirlerde Hayata Geçirilmesini Planladığı Bilim Merkezlerinin İlkinin, Konya'da kurulacağını duyduk! Ne güzel! Artık bilimsel arştırmalar, Anadolu'da yapılacak!
Ama yapılan iyilerden, doğrulardan rahatsız olan muhalefet, bu konuda da rahatsız! Hem de ne CHP'li, ne de MHP'li olmayan, iyice küçük muhalefetten bir Büyükşehir belediye başkanı, bu işe muhalif olmuş!
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen; TÜBİTAK ile Konya Büyükşehir Belediyesi arasında protokol imzalanması törenine katılan Devlet Bakanı Mehmet Aydın'a bir mektup yazarak itiraz etmiş bu yapılan doğruya!
Büyükerşen mektubunda; "Değerli Hocam, Sayın Bakanım; TÜBİTAK öncülüğünde bilim merkezi kurulmasına ilişkin yarışmanın, iki yıldan bu yana devam eden inşaatı bitmek üzere olan, bütün kıstaslar itibariyle en önde olan Eskişehir yerine; arazisi, projesi dahi henüz kesinleşmemiş Konya'ya kazandırılmasını, siz de Allah ve Kul indinde âdil kabul ediyorsanız, bizler Eskişehirliler olarak üzülmek ve isyan etmek yerine teselli bulacağız." diye yazdıktan sonra, basın mensuplarına;
"Bu iş siyâsetin dik âlâsıdır!" demiş. Devam etmiş; "Biz kurmaya karar verdikten 1.5 sene sonra TÜBİTAK, böyle bir destek sağlanacağını ilan etti. Biz de kendi kaynaklarımızla başlatıp belli bir yere getirdiğimiz proje için başvurduk. Ama onlar binaları projeleri hazır olan Eskişehir yerine hiç bir planı projesi arazisi dahi olmayan Konya'yı tercih etti. Sonuca üzüldüm. Büyük bir adaletsizlik. En azından destek için verilecek 12 milyon YTL iki şehir arasında paylaştırılabilirdi." diyor.
Ve bu itiraz, bu haklı ve çok edepli şikâyet; şereflerin ayaklar altına alındığı, "Şerefsiz!" ithamlarının havada uçuştuğu, çevre kirliliği gündem arasında duyulmuyor bile!...
Heeeeey! Yukarılarda, Ankara'larda; bu haysiyetli, edepli ve haklı itirazı duyacak kimse kaldı mııııı?
"TÜRK'ÜM VE DÜŞMANIM SANA, KALSAMDA BİR KİŞİ!" M.Kemâl
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: