Cuma, Eylül 19, 2008

TÜRK'ÜM, KALSAMDA BİR KİŞİ...

Bu ne ya?!...
Bu memleket bu kadar mı sahipsiz?!
Bu kadar mı gücü yeten yetene?!... "Kendileri ısırır, köpeklere yalatmazlarmış..." Kendilerine de, köpeklere de ...!
Haksızın bu kadar güçlü, örgütlü ve arkalı ; haklının bu kadar sahipsiz bırakıldığı, bırakılabileceği başka bir yer var mı?!... Cahiliye Arabistanında mıyız?
Bu memleketin insanları, bu kadar mı aptal denecek kadar saf veya bu memleketin yöneticileri bu kadar mı milletle alay edebilecek kadar saygısız!...
Halimizi, halimi ifâde edecek kelimeleri bulmakta, kendimi ifâde edecek cümleleri kurmakta zorlanıyorum!...
Dünyanın en büyük organize dolandırıcılığı olarak tarifle, suç tesbit ediliyor; yardımcı ve yatakçıları cezalandırılıyor, asıl suçlular Türkiye'de diye mahkeme kayıtlarına geçiriliyor, yer yerinden oynuyor, biz de tık yok!...
Özür dilerim!... "Tık yok." derken yanlış yaptım! Bizde hemen karşı atak var!...
Bir gün önce, televizyonu Fetullahçılarca parayla satın alınan -artık televizyonunu satan demeyeceğim- Tuncay Özkan, Hulki Cevizoğlu'nun da katıldığı bir haber programında; " Deniz Feneri olayını ört bas etmek için yeniden Ergenekon dalgaları olacağına eminim." dedi ve hemen ertesi gün, genç subaylar, sanatçılar, sanatçı geçinenler, oraları-buraları bellisiz, kimlikleri kişilikleri bellisiz birilerini de birbirlerine katarak 19 kişiyi 3-4 vilâyette göz altına aldılar!...
Ya Tuncay Özkan kâhin, ya bu adamlar artık yapacaklarını bu kadar pervasızca yapabiliyorlar, ya bu memlekette yasa yok, yasalar yok; ya da bu memlekette birileri, "jandarma yok diye ıslık çalarak eşkiyalık" yapıyor!...
Cumhurbaşkanı, benim değil!...
Cumhurbaşkanı'nı Köşk'e çıkaranlar ve çıkarılmasına yardımcı olanlar benim değil!...
Muhalifim diye hükümet benim değil!...
Ben bu memlekette turist miyim arkadaş?!...
AB'nin, ABD'nin, Haçlı'nın örgütlediği; dolar ve euro ile beslediği yerli işbirlikçilerin el ele vererek Cumhuriyetimize, Atatürkümüze, Ordumuza, Türk kimliğimize, üniterliğimize, bölünmez bütünlüğümüze saldırmalarına karşı çıktığım için kendi vatanımda parya mıyım?!...
42 yıllık partimde, BOP Eş Başkanı'na, hiç ummadığı anlarda yardımcı olarak AKP'lileri bile şaşırtan Devlet Bahçeli'ye taraftarlığı ülkücülük zannedenler, neden bana düşman?!...
PKK'lılar, PKK'lıların siyasal uzantıları, Meclis'te Devlet Bahçeli ile meclisin rengini tamamlayanlar, zaten bana ve benim gibi düşünenlere düşman!...
Deniz Feneri adıyla; Bismillah'la söze ve işe başlayıp, 'Allah Rızası için!...'le yalvararak milletin hem inancını, hem helal kazancını hortumlayan, söyüşleyen; utanmaz, rezil, münafık, mürai, hayasız, imansız inanç sömürücülerine, Allah ile aldatanlara karşı çıktığım için taraftar kalemler, AKP'liler, cemaatler bana ve benim gibi düşünenlere düşman!
"Kendimi, çıplaklar kampındaki bir sivrisinek gibi hissediyorum! Ne yapacağımı biliyorum, ama nereden başlayacağıma bir türlü karar veremiyorum!..." diye bir söz geliyor hatırıma yarım yamalak, öfkemden şehvetle sırıtıyorum!...
Bu kadar karamsarlığımın, bu kadar karmakarışık suni gündemin içinde, Genel Kurmay Başkanlığımız'ın davranışıyla teselli olmak istiyorum. Elbette suçlu kimse, cezalanmalı ama aldığı görevleri yerine getirirken kahramanlaşan askerlerimizin rencîde edilmelerine de izin verilmemeli. Göz altına alınan subayların, askeri savcılarca sorgulanıyor olmaları ve diğer ne oldukları bellisizlerle bir araya getirilmelerine izin verilmemiş olması, yüreğime su serpti!...
Yanlılar arasında yansız, taraftarlar arasında tarafsız; Devletimden, milletimden, vatanımın bölünmezliğinden, devletimin üniterliğinden, Cumhuriyetimden, Atatürk'ümden, Başbuğum Türkeş'imden, ülküdaşlarımdan yana olduğum için de yalnızlığa mahkûm gibiyim!...
Pes edersem namertim!...
"TÜRK'ÜM VE DÜŞMANIM SANA, KALSAMDA BİR KİŞİ..."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: