Pazar, Eylül 28, 2008

LİBERALLİĞİN BU KADARINA PES !...

Bir Ramazan'ı daha tamamlıyoruz El-hamd'ü lillah.
Nefsimize karşı verdiğimiz bir aylık bir mücâdele, nefsimizi imanımızın gücüyle terbiye etmek için bir aylık mükemmel bir süreyi daha tamamlıyoruz. Bayramı ne kadar bayram olarak kutlayacağımızı bilmememe rağmen, son günlerinde Ramazan'ı kimler, nasıl yorumlamış diye merak ediyordum. Bakalım...
Moda'da; AKP'ye mi, yoksa inançlı Müslümanların inancına karşı mı gösteri yaptıkları belli olmayan, kaş yapayım derken göz çıkaranları bir tarafa koyalım! Muhalefet yaptığını zannederek milleti zorla ötekileştirip AKP'ye itenleri de bir tarafa bırakalım! Biz de biraz taraftarlık yapalım! Nasılsa; "Kendim ısırır, köpeklere yalatmam!" açıklığıyla, Allah adıyla aldatanlara, Müslümanların helâl kazançlarını söyüşleyenlere arka çıkmak serbest ve alkış almakta! Bunu da bir tarafa bırakalım!...
Benim yazılarımın da yayınlandığı www.sicakgundem.com sitesinde yazan, Elif Çakır diye bir kardeşimiz var. Merak edip bakanlar, tesettürünü, türbanını görecekler. Kıyâfetin değil, kafanın içi ilgimi çektiği için bu kardeşimizi, ilgiyle okurum.
Geçtiğimiz günlerde bir yazısı çıktı. "Endişeye Mahal Yok" başlığıyla yayımlanan yazısında Elif Çakır; "Cumartesi akşamı, arkadaşlarımla buluştuğum iftar sofrasında, AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özlem Topal, 'Oruç tutanların sayısında bir azalma mı var, yoksa bana mı öyle geliyor arkadaşlar?' dedi." diye başlamış ve devam etmiş; "Görün bakın neler değişiyor "laiktir laik kalacak" Türkiye de... Bırakın oruç yiyenlerin fazlalığını, başörtülü genç kızların ve kadınların aleni olarak sokak ortasında yiyip içmelerine hayatımda ilk kez şahit oldum." tesbitini yapmış samimiyetle ve; "Liberalliğin bu kadarına pes doğrusu. AKP ile birlikte her şey değişiyor diye mi yorumlamalı?" şeklinde de çok önemsediğim sualini sormuş...
Sonra Başbakan'la Aydın Doğan arasındaki münakaşadan bahsetmiş Elif Çakır. Duyduklarını söyledikten sonra; "Piyasalarda konuşulanlar başka.... Ortalık nevzuhur zenginlerle dolup taşıyor. Bunların bir çoğu da, geçmişinde çok başarılı ticari faaliyetlerde bulunmuş kimsler falan değil..." şeklinde, bana da çok doğru gelen tesbitini yapmış...
Başları türbanlı, bedenleri daracık elbiselerle ve çıplaklardan daha tahrikkâr ortalarda dolaşanları, nerdeyse kanıksamıştık ki; bu sefer de baş örtülü, türbanlı genç kızların ve kadınların alenen sokak ortalarında, Ramazan günlerinde yeyip içtiklerine şahit olduk! Biz, "Kuluyla Mevla'sı..." diye görmezden gelmeye niyetliyken Elif Çakır, görmezlik edemediği gibi yorumlamış ta!...
Duyarlılığını ve yürekli tenkîdini takdirle, yazısını okuyup sonunda yapılan yorumlara da baktım. Tebrik eden yorumlar olduğu gibi Elif çakır'ı ajanlıkla suçlayan yorumlar da vardı! İşte birisi... Bir yorumcu; "Olacak iş değil! AKP İl Başkan Yardımcısı ve bu hanımefendi aynı iftarda ve bu kadın da aklı sıra Ak Partiyi hedef almış. Kendi zenginini yarattığını iddia etmiş. Tamam haklı olabilir de acaba bu iftara bu ajanları sokan Ak Parti yöneticilerimiz neden bu kadar dikkatsiz olur anlamış değilim. AK Parti iktidarı ile millet dinini yaşar olmuştur. Hanım hanım dediklerinin sen farkında mısın?" diye yerden yere vurmuş yazarı ve bu yazarı iftarda aralarına alan AKP yöneticilerini...
Bu inadına taraftarlığın mantığını anlayabilen var mıdır? Haçlı'nın en büyük projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş Başkanlığı'nı göğsünü gererek söyleyen birinin döneminde, millet dinini yaşar olmuşmuş!...
Çok suskun, çok sessiz, çok pasifiz biliyor musunuz? Oluşturulmak istenen "Korku İklimi"nden, oluşmadan korktuk mu ne?
Hırsızlık serbest, yolsuzluk serbest, kaçakçılık serbest; BOP'çuluk, AB'cilik, ABD'cilik, Diyalogculuk, Haçlı'lık serbest; Türklük, Türk Milletçiliği, devletçilik, Cumhuriyetçilik, Hürriyetçilik yani bağımsızlıkçılık yasak!...
"Aslî unsurlarıyla yönetilmeyen milletler için izmihlâl, mukadderdir." diyen Muhteşem Türk Atatürk, bu günleri mi tarif etmiş?...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: