Çarşamba, Eylül 24, 2008

İSTEDİKLERİ İÇİN DEĞİL, İSTEDİĞİM İÇİN TARAFIM!...

Artık dalgalarla dalga geçiyorum!...
Bir hafta önce Tuncay Özkan yeni televizyonu, Kanal Biz'de; Hulki Cevizoğlu'nun da konuk olduğu bir haber programında, yeni dalgaların geleceğinden emin olduğunu söylemiş ertesi gün de teğmenler, Sisi'ler, pisiler göz altına alınmıştı...
Yetmeyince, peşine Tuncay Özkan'da dahil olmak üzere 16 kişi daha göz altına alındı! Hemen kalemimin gücü kadar tepkimi verdim. Yetinmedim; bende var olan telefonunu -el koyulmuş olacağını bile bile- arayarak destek olduğumu belli eden sesli mesajımı bıraktım. Yine yetinemedim! Kanal Biz'e ulaşabileceğim telefonu bulabilmek için en az on kişiyi aradım ve sonunda telefonu öğrenebildim. Aradım hemen tabi...
Polis nezâretinde bir canlı yayını, Türkiye ilk defa yaşıyordu!...
Çok demokrat bir yönetimin, çok demokrat bir uygulamasıydı ve dünyada ilkti! Bu uygulamaya, bu faşist baskıya karşı olduğumu belli edebilmek için, satlerce bekletildim! Ve çok üzülerek, öfkelenerek gördüm ki; benim ülkücülüğümden dolayı olsa gerek, ertelendim ve Cumhuriyet Gazetesi'nin "Korku Tellalları"nı tek tek yayına aldılar ama bana sıra gelmedi!...
Oysa ben, bütün ülkücü duruşumla; "Ey dipdiri meyyit iki el bir baş içindir." diyecektim! Muhteşem Türk Atatürk'ün "Bursa Nutku"nun, maalesef tecellî ettiğini hatırlatacak ve jenerikte kullanılmasını önerecektim!...
Tuncay Özkan'ı sevip sevmediğimi; BKK'yı ne kadar tasvip edip etmediğimi unutmuştum! Hatta tevâfûken; bölücülere, işbirlikçilere ve PKK'lılara karşı çıkan BKK'nın okunuş benzerliğinden ve duruş güzelliğinden bahsedecektim...
Taraftarlık yaptılar! Kendileri açısından haklı da olabilirler...
"Felek her türlü esbab-ı cefâsın toplasın gelsin/ Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten." diye haykıracak ve Tuncay Özkan'a da aynı duygularla destek olacaktım. Desteğim devam edecek tabi! Bu oluşturulmak istenen "Korku İklimi"ne ancak hep beraber kaşı durursak, mesafe alabiliriz düşüncesindeyim...
Türkçe duran, Türkçe düşünen ve konuşan, Türk'ün vaz geçilmezi Muhteşem Türk Atatürk'e Türkçe sahiplenebilecek bütün yüreklere destek, Türk fıtratımın gereğidir...
Susarsam sıranın bana geleceğini bilerek, susmadan sıraya gönüllü girdiğimi beyan etmek için katılmak istemiştim yayına!..
Ama Kanal Biz rejisi, tercihini çok faşizanca yaptı, taraftar bildiklerinin haricindeki kimseye söz vermediler gibime geldi...
Neyse!..
Sonuç olarak artık ben, "Dalgalarla dalgamı geçiyorum."
Böyle sûni, ufacık leğenlerde el karıştırmalarıyla oluşturulan dalgalar; Türk Milleti'nin paçalarını bile ıslatamayacaktır!...
Bu sûni dalgaları, dalga zannetme gafletine düşenlerin de, "Korku Tellalları"ndan bir farkları kalmayacaktır...
Bu vesîle ile; oluşturulmak istenen "Korku İklimi"nin de defoRme edildiğini ve edenlerin, kendi kazdıkları kuyuya düştüklerini de söylemeliyim VE bundan da acayip keyf almaktayım!...
Öyle; "Anam bana kör dedi, gelen geçene vur dedi." mantığıyla demokratlık falan olmaz!...
Tekrarlıyorum; "Derviş dervişin arkasına sırayla geçer."
Araç olarak kullananlar da, amaç olarak seçenlerde bilmeliler ki demokrasilerde "Mahkeme, kadıya asla mülk kalmaz."
Demokrasilerin olmazsa olmazı olan millet erki, seçtiklerini ve yücelttiklerini, kendilerine lâyık olmazlarsa sandık diplerinde, tarihin çöplüğüne de atar!...
Bu çöplüğe atış, aslâ "foseptik çukuru"na süpürülmeye de benzemez!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
24. Eylül.2008

Hiç yorum yok: