Cuma, Eylül 26, 2008

KANSIZ-CANSIZ-SAHTE DÜELLO !...

"Düello!" İtalyanca bir kelime ve bir Haçlı adeti...
Her türlü emperyalizme kafa tutarak, dahası bütün emperyalist devletlerin "Yedi Düvel" adıyla birlikte yaptıkları saldırıları, "Geldikleri gibi giderler." iman ve inancıyla püskürterek kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iki güzîde olmazsa olmazı tarifindekiler; bu cihangir devletin başkentinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düello ettiler!...
Allah'a şükürler olsun ki ölen-kalan yok! Dosyalarla yapılan talan varmış! Söz düellosuymuş ve bu düelloda kan akmazmış!...
Yıllardır; kandırmayı, riyâyı, takîyyeyi, dönmeyi, gömlek değiştirmeyi mahâret ve siyâset sayarak Hükümet eden partinin ikinci adamlığına kadar yükselmiş biri; evraklarla, belgelerle yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini ispata çalışan Ana Muhalefet partisi temsilcisi karşısında terler dökerken, makamının verdiği rahatlıkla iki de bir de özür istedi durdu, niyeyse!...
Oysa Kasımpaşa, Tophane ağzıyla, hatta daha argo, daha seviyesiz küfürlerle konuşurken istifa edeceğini söylüyordu!... Diğeri de istifa ettireceğini!...
Karşılıklı çekilen -belgelerle dolu dosyalardan oluşan- silahlar ve İtalyan düellosunda Amerikan kovboy bakışlarıyla-ıslıklarıyla geçiştirilen bir buçuk saatlik bir zaman kaybı!...
Düellocular da ne yaptıklarının farkında değillerdi, izleyenler de!...
Zannederim son yılların en fazla izlenen bir Meclis programıydı!
*Günlerdir kendilerini düellocular olarak reklam ettiren iki siyasinin, Meclis'te canlı ve naklen yayında yapacakları dosya alışverişlerini neden düello diye adlandırdılar onu anlayamadım biiiir?!...
*Madem dosyalarında ve bilgilerinde eksiklikler vardı ve birbirlerinden tamamlamak şansları ve nezâketleri vardı, bu canlı yayına ne gerek vardı ikiiiiii?!...
*Dosyalar tamamlandıktan ve birileri suçlanıp veya aklandıktan sonra günlerdir milletin merakla beklediği sonuç, neden olmadı üüüüç?!...
*İktidarı-Muhalefeti, bu milletle alay etmeyi meslek edinmiş ve millet te bu alay edilişi hak etmiş vesselam!... Düellonun sonucu bu!...
Yarın seçim olsa değişecek bir şey de yok!
Kim fazla küfrediyorsa, kim fazla fırçalıyorsa, kim fazla hortumluyorsa, kim devletin hazinesini AKP yardımıymış gibi 2 kilo makarnaya dönüştürüp oy karşılığı dağıtıyorsa, bu arada kim deveyi hamuduyla götürüyorsa onu seçecek bu millet!...
Millete kızdığım falan zannedilmesin! Bu sistemle, bu hükümetle ve bu hükümete muhalefet yaptıklarını zanneden bu yetersiz siyâsilerle, sandıktan başka tablo çıkmaz!...
Doğru söyleyenleri eskiden dokuz köyden kovarlardı! Şimdi köy kalmadığı için, PKK'nın baskılarından boşaltılıp, sahte demokratlarca Ordu tarafından iftiraları yüzünden; aslında işsizlikten-aşsızlıktan köy yok artık! Doğru söylediği için kovulan varsa; ancak bir partiden diğer partiye kovuluyor ve her kovulan da transfer bedeli alıyor!... Kimin sağcı, kimin solcu olduğu mümkün değil seçilemiyor artık!...
En pahalı ve en inandırıcı yalanlara, anketlere göre kovulanlar; partilerinde yer bulamamış, partilerinde kendilerini ifade edememiş, bulunduğu yeri beğenmemiş kim varsa; ideolojik ağırlıklarını atmış ve davet eden partilere giderek seçimlere hazırlanacaklar!...
Bizlerin de, sözlerine inandığımız kanaat önderlerimiz, akıllarımıza müdahele edecekler ve bu düellocuları seçeceğiz de seçeceğiz!...
Sonra da; "Cambaza bak!" diyerek bizi uyutsunlar diye zorla seçtiklerimizden şikâyetlenerek ömür geçireceğiz!...
Kansız, cansız; ölenin yaralananın olmadığı düello, düelloya benzemedi ve inandırıcı da olmadı! Arkadan birbirlerine küfrün lillahlarını edenlerin, canlı yayında tokalaşarak bir araya gelip tokalaşarak ayrılmalarını ise, hiç te medenîce bulmadım! Çok sahte, çok yapmacık ve milletle çok alay eden bir davranıştı!...
Adına düello denen açık oturumun sonucunda; "Tencere dibin kara, senin ki benden kara!" tekerlemesi çıktı sadece...
Vekillerimizi kendimiz tesbit edip, kendimiz seçmedikçe; seçtiğimizi zannettiğimiz atanmış "Genelbaşkan Vekilleri"nden yenilen fırçalara layıkıyle cevap verilmedikçe; anasına küfredenlerin hiç yüksünmeden, küfredene oy vermesini engelleyemedikçe, daha çoook düellolar seyrederiz kansız-cansız!...
"TÜRK'ÜN HER ŞEYİ GÜZELDİR VE HER ŞEYDEN GÜZELDİR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: