Cuma, Eylül 12, 2008

ADALETLİ "ADÂLET VE KALKINMA PARTİSİ"!...

"Söylesem te'siri yok, sussam gönül râzı değil!" diye yüzlerce yıl önceden feverân eden Fuzûli, Allah(c.c.) sana rahmetler etsin! Yüzlerce yıl önceden bizlere, sitemin ihtişamını miras bırakarak; "Selamını rüşvet değil diye almayanlar"ın ahfâdına, torunlarına nasıl davranmak gerektiğini de, şerh düşmüşsün Allah râzı olsun...
Fuzûli'nin şikâyetlenmesi ve sitemiyle, günümüz hükümranlarına seslenmek istiyorum! "Adalet, mülkün temelidir." diye biliriz! Bütün yargı binalarının duvarlarına, gören gözlerin beyinlerine yazılsın diye yazmışız kocaman kocaman!...
Tarihimizde de adâlet, devletin bekası için olmazsa olmazdır. Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig'de; "Bey! Beylik iyidir. Daha iyisi yasadır, onu düz (doğru) yürütmek gerektir." Veya; "Yasa düzenle, halkı doğru yürüt ki günün iyi olsun kıyâmet gününde." der...
Türk Edebiyatı'nın ilk divan sahibi, çağının tanığı ve günümüze en anlaşılır aktarıcısı Yunus'ta, adâletsizlikten; "Eğriliği yaydan eğri / Doğruluğu oktan doğru/ Bu şehir içinde uğru/ Hem kadı hem sultan nedir." diye şikâyetlenir...
Cem Sultan ise babası Fatih'i;
"Fikr-i ferâsetünle mülkün sarayı ma'mûr/ Dest-i adaletünle devlet esâsı muhkem." diye tarif eder...
Edebiyatımız'a iz bırakanlarımızdan Bahâyî, yıkık dökük bir saraya benzeyen dünyayı imar eden döneminin hükümdarı Murat Han'ı anlatırken; "O'nun adalet fermânını koluna takan karıncanın pençesi, panter ve kaplanın pençesine galip gelirdi." diye adaletiyle zayıfı, mazlûmu korumasını anlatır...
Binlerce yıllık devlet teamüllerimizde, devleti ayakta tutan adalettir. Adalet mülkün temelidir. Haksızlığa karşı çıkmak ve meydana gelen haksızlığı ortadan kaldırmak bütün insanlarda olan ve olması gereken bir içdürtüdür.
Son bin yıllık tarihimizde devletimizin temel felsefî ilkeleri, İslâmi ilkeler Kur'an ve Hadisler'e dayanır. Kur'an-ı Kerim'de; "Muhakkak ki Allah, adâleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenâlık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor." (Nahl-90) diye emredilir.
Hz.Peygamberimiz(s.a.v.)'de, hadislerinde; "Verdiği hükümlerde, ailesinin ve halkın yönetiminde adâletli davranan yöneticiler, kıyamet gününde Allah Teâlâ'nın yanında nûrdan yüksek koltuklarda otururlar."
"Cennetlikler üç gruptur. Bunlar; âdil ve başarılı devlet başkanı, yakınlarına ve müslümanlara karşı merhametli ve hoşgörülü olan kişi, ailesi kalabalık olduğu halde haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen adamdır." diye âdaletin önemine dikkat çeker...
Demek ki; hangi sistem olursa olsun, hangi yönetim şekli olursa olsun, devletlerin temeli hukuk ve adalettir.
Günümüzün, "Laikliğe karşı odak olmuş" tarifli ve yasalarımızca cezalı Hükümetimiz'e gelince; Adalet Bakanlığımız'ın iki uygulamasını, atlamadan ve atlanmasına izin vermemek için hatırlatmak durumundayım.
Birincisi: "Adalet Bakanlığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı 3 yeni kuruş ödemeye mahkûm eden Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Başkanı Sevgi Övüç hakkında “görevi ihmal” suçunu işlediği iddiasıyla dava açtı. Başbakan Erdoğan’ı mahkûm eden hakim, hakim karşısına ‘sanık’ sıfatıyla çıkacak."
İkincisi: "Adalet Bakanlığı, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar hakkında soruşturma izni verilmemesini kararlaştırdı."
Birincisinde bir kişi şikâyetçi adÂletten, ikincisinde dokuz kişi!...
Partilerinin adını, "AdÂlet ve Kalkınma" koyan, adâletli demokratlarımızı herkesin vicdânî adâletlerine havale ederim!...
Hay adâletinize kurban olayım!... "Durmak yok! Yola devam!"
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: