Perşembe, Eylül 18, 2008

GEMİSİ BATAN BATANA !...

"Başbakan sandalla Kasımpaşa sahilini dolaşıyormuş, tekne birden hışırt diye karaya oturmuş, silahşörler telaşlanmış: “Aman ne oldu?” Başbakan gülmüş: “Ne olacak oturduk?” Silahşörler hep birlikte ayağa kalkmışlar: “Güle güle oturun, güle güle oturun!"(Hasan Pulur'dan)
Gençliğimizde, delikanlılığımızda, hatta bu gün bile, suratını asık gördüğümüz tanıdığımıza; "Hayrola? Karadeniz'de gemilerin mi battı?" diye takılırdık, takılırız! Ne kadar denizci bir millet olduğumuzu; Başbakan'ın gemisi karaya oturunca, yandaşlarının gemileri batınca anladım!...
Eeeeeee!
Bismillah'la giriş yapıp, Allah Rızası için'le yalvararak toplanan hayır işlerde kullanılmak için alınan gemilerin yol göstericisi, "Deniz Feneri" olunca, gemi batacak!... Hele daha Kasımpaşa yanacak, polis birilerini arayacaaak!...
"Allah Rızasi İçin..." yalvarmalarıyla, gâvur ellerinde, üçüncü sınıf insan muamelesi görerek çok zor şartlarda kazanan, samimi müslümanların alın terleri toplanıp, sonra "Kızıl Haç"a hibe edilince; Allah rızası için verenler şimdi bedduadalar!...
Ne alırsan alacaksın, mazlûmun âhını almayacaksın!
Çünkü çıkar aheste aheste...
Benim bildiğim kaptan, gemisini kurtarandı!
Bu batan geminin kaptanı mı acemiydi? Kılavuz Kaptan almayacak kadar limandan torpilli miydi? Yükü mü ağırdı? Motoru mu arızalandı? Falan mıydı? Filan mıydı? Gemi niye battı diye sorular soruluyordur elbette...
Bizim oralarda, deniz olmadığı için gemiyle pek ilgimiz olmaz! Ama nedense suratı asık bütün arkadaşlarımıza da; "Denizde gemilerin mi battı?" diye sorarız!...
Geminin sahibinin babasının bakan olduğu söylenince, aklıma gemicinin nereli olduğu sorusu geldi. Bakan Baba, Erzincanlı'ydı. Demek ki gemici de Erzincan'lı... Yani denizle falan bir alâkası yok! Zâten gemi alacak parası da yokmuş! Bir imanlı armatör, gemileriyle rahat hareket edebilmek için lâzım olan siyâsî desteği sağlamak uğruna, Bakan'ın Oğlu'na gemi alabileceği kadar parayı borç vermiş! Allah rızasına!...
Acemi gemicinin gemisi de torpilli olduğu limandan kılavuz kaptan almadan çıkınca batmıııış!...
Erzincanlı'nın gemiyi batırmasını anlarım da, Rize'li yani Karadenizli olan Başbakan'ın kayığının karaya oturmasını anlayamam!...
"Adalet ve Kalkınma"nın adaletini, Allah(c.c.)'ın adâleti tatile mi çıkardı acep?
Hep derdik ya; "Her kesin bir hesâbı var, bir de Allah'ın hesâbı var."
Hep derdik ya; "Mağrûr olma Padişahım, senden büyük Allah var."
Hep derdik ya; "Ağlayanın malı gülene yâr olmaz."
Hep derdik ya; "Alma mazlûmun âhını, çıkar aheste aheste!"
Yine hep derdik ya; "Allah, ibreti ahrete bırakmaz!"
Hele ne gemiler batacak!...
Bir anda bedduaya dönen duaların etkisini, hep berâber göreceğiz!...
Allah Rızası için toplanıp; lüplendiği, iç edildiği keferelerce fark edilip yasalarınca cezalandırılan ve kefere yasalarınca müsadere edilerek "Kızıl Haç"a verilecek olan helâl kazançların hesâbını, elbette Allah(c.c.), ahrete bırakmayacaktı!...
Hâlâ; Allah Rızasına kalem çalan Yandaş Kalemşörler, bir araya toplanarak Deniz Feneri ışığında toplanan paralarla kurulan televizyonlarda; "Bu millet, inadına para verecek!" diye milletle alay etmeğe devam ediyorlar! "İnanıyorum ki yardımlar durmayacak ve artarak devam edecek. Durmak yok yardıma devam..." diyor Fehmi Koru! (Kanal 7-Uğur Aslan programı)
Allah'ın da parmağı yok!
Yalan yere yemin edenlerin gözlerine parmak sokmaz ama, böyle rüsvâ eder...
Şimdi hem Başbakan'ın, hem de yandaşlarının suratlarına bakın yeter! Hepsine, gemilerinin battığını hiç bilmeseniz de; "Hayrola? Denizde gemilerin mi battı?" diye hiç düşünmeden sorarsınız...
Analar, çürük raporlu ne kaptanlar doğarmış değil mi?...
Şu Deniz Feneri'nin Ankara Pursaklar'daki merkezi ile ilgili bir anım var. Bu gün de anlatamadım! Ama mutlaka anlatacağım. Çünkü daha batacak çoook gemi var!...
Rehberi Deniz Feneri olanın gemisi karadan kalkmaaaaaz!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: