Perşembe, Şubat 21, 2008

BİLMEZKİ SORSUN !...

Ülküdaşlarım;
Ferâsetlerine şapka çıkararak ayakta selâm durduğum, gönül Dostlarım;
"Sözün Yazıda Çaresizliği" başlıklı yazımla; aslâ incitmeyi düşünmediğim ama ifâde eksikliğimden kaynaklı olduğuna inandığım ve kendimi eksik anlatmakla suçladığım yazıma, tebrikler ve tenkîdler alıyorum. Elbette tenkîdlerle aklımı başıma toplamaya çalışıor ve tebriklerle de şımarmamaya gayret ediyorum.
"Bizim Site" diyebildiğim bir kaç sitenin birisindeki uygulamalardan hareketle, artık yazı vermiyorum. Site yöneticisi ülküdaşlarıma özel olarak yazdığım tavsiyemde de, "Yazıların altına lütfen yorum almayın. Çünkü yazı zaten yorumdur. Yorumun yorumu, çekilmez olur." demeğe çalışmıştım. "Yazarların -en azından bendenizin- mail adreslerimizi verin. Tenkîd ve tebrik etmek isteyen hatta hakâret etmek isteyen varsa bizzat bize ulaşsın. Yazının altındaki yorum zannedilen "masa tenisi seyirciliği"nden dostlarımızı kurtaralım." demeğe gayret etmiştim.
Şimdi sizlerle, "Sözün Yazıda Çaresizliği" yazımın altına düşen bir yorum ve soruyu paylaşmak istiyorum.
Bir meraklı, heyecanlı ve "Masa tensi Seyircisi" Kardeşim; " mustafa bey selam yazılarınızı okuyoruz ama kafamıza takılan bir soruya cevap vermenizi istiyoruz her yazınızda Türküm bu ad her ünvandan üstündür diyorsunuz peki İslamdandamı üstündür acaba cevap bekliyoruz?" buyurmuşlar!... Yorumu, siteden imlâsı, noktası-virgülüne dokunmadan aynen aldım!...
Canımın nerelerinin acıdığını hissedebildiniz mi Allah aşkına?!!!...
Cevap versem ben incineceğim! Cevap vermesem, bu "Masa Tenisi Seyircisi" kardeşim, ciddîye alınmadığını zannederek kırılacak!... Zâten kırılmak için sudan bahanelere bakarlar!...
Allah aşkına; bu Kardeşim'e ve "Lûtfen sorun." diye rica ettiğim ama sormaktansa taraftarca alkış vurmayı yeğleyen bu seyircilere, bendenizin yerine siz cevap buyurun!...
Yine de ve istemeden de olsa nezâketen, bir anlayamadığım soruyu cevaplamaya çalışayım:
Yazılarımın altında, yıllarca değişmez sloganım olan; "TEVEKKELTÜ TEAL'ALLAH" Pir Sultan Abdal'ın meşhur bir deyişinden; aylardır ısrarla kullandığım; "TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR." mısrası da Mehmet Emin YURDAKUL'un bir şiirinden alıntıdır. Bunu belli edebilmek için de hep tırnak içinde kullanıyorum.
Hala bu "masa tenisi seyircisi" kapasiteli Ülküdaşlarım, yıllar öncesi aramıza ilk nifâkın giriş anahtarı olan; "Önce Türk müsün, Müslüman mısın?" sorusunun, -art niyetli değilse bile çok tehlikeli olduğu kesin olan- mantığı ile bendenize bu soruyu sorarak soru sorduklarını zannediyorlar!..
Bana haklarını helâl ederlerse, bu soru ile aklıma bir Osmanlı darb-ı meseli geliyor: "Sormazki bilsin. Sorsa bilir! Bilmez ki sorsun. Bilse sorar!..."
Soran-sormayan, bilen-bilmeyen ama îmanlı ve "TÜRK YUSUFLARI, KUYUDAN ÇIKARMAK GEREK!" cesâret ve ferâsetindeki Dâvâ Arkadaşlarıma, Ülküdaşlarıma selâmlar olsun!...
Yorulursam, Allah rızası için düşmeden koluma girin!..Allah aşkına bizi siz yormayın!...
Yorgunları, birbirleriyle kol kola bırakın ki, dinç süvârilerin seferi yavaşlamasın!...
Bir daha bütün soranlara, ama bilmeden veya bilerek soranlara cevâben:
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: