Pazartesi, Şubat 18, 2008

ULUSALCININ SİPÂRİŞ MİLLET SEVGİSİ...

Hep başkalarına sitem edecek değilim her halde!...
Bu gün de kendime sitem edecek ve kendimi sizlere şikâyet edeceğim Dostlar!... Sitemi de, cezâyı da çok hak ettim biliyorum!...
Hayatım boyunca kendi kendimi incittim ve hâlâ kendimi incitmeğe devam ediyorum. Kendimle de o kadar barışığım ki oysa!... Dostlarımın, sevdiklerimin canlarının sıkkın olması, hayatı kendime zehretmeme çok yeter. Hatta düşmanıma bile başkasının verdiği zarardan rahatsız olurum. Düşmanımın düşmanı, asla dostum değildir Türkçesi!...
Nasıl ki dostluk dünyamızı, dostumla birlikte biz inşâ etmişsek; düşmanlık dünyamızı ve hattımızı da düşmanımla birlikte biz inşâ etmişizdir.
Dostuma karşı sevgili ve saygılı olmayı, düşmanıma saygılı olmayı öğrenerek, izleyerek büyüdüm baba ocağımda, fikir ocaklarımda. Anadolu'daki tamamen Türk geleneği gereği olan bir dua da bu saygının varlığının net göstergesidir: "Allah(c.c.) düşmanımı bile gördüğünden geri bırakmasın.." diye dualar edilir Türk Yurdu Anadolu'da...
Eski dosttan düşman olmayacağını, bilirdim. Duymuştum. Bu yüzden de dostlarımızla olan kırgınlıklarımızda asla kîne varan öfkeler olmaz. Eski düşmandan dost olmayacağını da duyarak, görerek, yaşayarak bilmemiz, bilmem lazım değil miydi? "Su uyur düşman uyumaz!" diye uyarı öğüdünü yapmamış mıydı atalarımız?!...
Son zamanlarda "ulusalcı" kimliğine bürünerek, tek başlarına partilere, hükûmetlere meydan okuyan "eski tüfekler" zannedilen, "çakar almazlardan" bahsetmek istiyorum biraz...
12 Eylül Kıyameti'ne kadar ve sonraki yıllarda, Özal'lı dönemlerde, çok sert ordu ve millet-milliyet düşmanlıkları yapan "çakar almazlar"; şimdilerde acayip bir ordu dostluğuna ve ulusalcılığa soyunmuşlardı!...
Hükûmeti tenkîd ediyor, muhalefeti tehdît ediyor, orduyu nerdeyse açıkça darbeye davet ediyorlardı!... Arada bir solculuklarını da hatırlıyorlardı ama, nerdeyse kafatasçı Türkçü idiler! Mozaiğe de, çiçek bahçesine de, aynı kilimin desenliğine de külliyen karşı idiler! Halklar, halkların eşitliği, halkların kardeşliği falan tamamen unutulmuştu nerdeyse! Onların söylemlerine göre -ki Muhteşem Türk Atatürk'ten öyle öğrenmiş, öyle miras almışlardı gûya- Türk'ten başkasından alış-veriş bile yapılmamalıydı!...
Oysa aynı ulusalcılar; "Derinçek"in şahsında Bekaa Vadisi'nde, Apo alçağına çiçekler veriyorlardı!...
Şimdi de tek başına hükûmetlere meydan okuyan, ana muhalefeti tehdit eden bir "çakar almaz"; Türkiye'nin Apo ve projelerinden istifâde etmesinin gereğinden bahsediyor!... Kavga alanı ve silahı olan kendi televizyonunda:
"Abdullah Öcalan, Türkiye'deki barışı ve kardeşliği yüceltmek için kullanılamazsa, Abdullah Öcalan'ın bugün kü açılımını ve yaklaşımını Türkiye değerlendiremezse çok yazık eder. Abdullah Öcalan'ın bugünkü siyasi tutumu, Türkiye'nin bütünlüğüne, birliğine çok farklı bir açıdan yarar sağlar. Türkiye biraz akıllı davranmak zorunda. PKK sorunu ya da emperyalizmin Kürt halkını kullanarak Türkiye halkını parçalama olgusu Abdullah Öcalan ile birlikte çözüme kavuşturulabilir. Türkiye bunu çok iyi kullanmak zorunda." diye ahkâm keserek, devlete öğütler vermeğe kalkışıyor!...
Oldu mu "Yiğidim aslanım" türküsünden kendine pay çıkaran?
Oldu mu be Ulusalcı'm?!...
Sana ve senin mücâdeleciliğine yönelik duygularımdan, nasıl pişmân olduğumu anlayabilmen için imkânım olsa da bir yüzümü gösterebilsem... Bir şey söylememe gerek yok, hemen anlarsın!...
Ben, senin yüzünden eski düşmânın dost olamayacağını anlayamayacak kadar ferâsetten yoksun olabilir miyim diye kendime sitemlerde ve kendimi dostlarıma şikâyetteyim!... Bu bir sürç-i lisân olabilir mi diye hâlâ içimden hoşgörülü davranmak geliyor biliyor musun?!!
Atam;
Yok be Sarı Paşam!
Yok be Muhteşem Türk'üm, Atatürk'üm!... Vallahi seni Türk Milletinden ve Türk Milliyetçilerinden başka ne seven vaaar, ne de sana sen olduğun için hürmetten başka karşılıksız vefâ besleyen!...
Ulusalcının sipâriş millet sevgisi, ancak bu kadar olurmuş!...
"Aslî unsurlarıyla yönetilmeyen milletler için, izmihlâl mukadderdir." buyurmuştun.
Haklısın! Haklısın! Hep haklı çıktın be Gâzî Paşam!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: