Perşembe, Şubat 28, 2008

SAYIN ALTEMUR KILIÇ'A AÇIK MEKTUP...

Ağabey!
Yüreğini ayakta alkışlayarak, çok coşkuyla ve izninle ellerinden öperek; "Heeeeey Arslanım beee!" diye naralayacağım!...
Paşa konağında yetişenle, bilmem ne konağında yetişen bir olmuyormuş, Eeey vallah!...
Muhteşem Türk Atatürk'ün Kılıç'ının sülbünden başka bir tavır da beklenmezdi!... Şükürler olsun ki "Benden olup bana benzemezler" serisini bozan; "Kurttan doğan, kurt olur." sözünü doğrulayan bir Türk var...
Gecenin 01.09'u Ağabey!...
Öfkeden, coşkudan, hevesten, heyecandan, neden sayarsanız sayın ağlıyorum! Ve çok gururluyum! Muhteşem Türk Atatürk'ün; "Yegâne fahrim ve servetim, Türklüğümden başka bir şey değildir." sözüne nâzire olarak; "Ya Rabbi! beni Türk yarattığın için sana yerle gökler arası kadar şükrederim." diyorum...
Seni okuyorum, sana yazıyorum Ağabey...
Klavyemin başında, tek başımayım. Kahkaha atarken ağlayanlar, benim şu anki halimi, anlar!... Çünkü ağlarken coşkuyla kahkaha da atıyorum!...
Allah(c.c.)'ta seni güldürsün Altemur Kılıç Ağabey!...
"Sayın Savcıya kendimi ihbar ediyorum... Telefonda “Mustafa Kemal yolundan ayrılık nereye?” diye dertleştiğim bu şerefli insanlarla birlikte tutuklanmamış olmam, doğrusu beni üzüyor! Kendim hakkımda suç duyurusu yapıyorum..." ihbarınıza kahkahalar atarken, göz yaşlarıma hükmedemiyorum!...
Ağabey;
Bir kaç gün önce de, bu fakîr kardeşiniz; "Adını 'Devlet Yanlısı Çete' koyduğunuz oluşumun içinde değilsem utanırım." demiştim... Gâzi Paşa ve Arkadaşları'nın; Kuvayı Milliye'nin ve mensuplarının çete olarak, şâki olarak îlân edildiğinden de bahsetmiştim. Askerden, okur-yazarlardan, Efelerden, eşrâftan, ulemâdan oluşan ve Şeyh'ül İslâm'ın fetvâsına, karşı fetvâ ile kafa tutacak kadar da îmanlı bir çete olduklarını bildiğimi de söylemiştim.
Muhterem Altemur Kılıç Ağabey;
Sizden aldığım şevkle, cesâretle ve izninizle ben de kendimi ihbâr etmek istiyorum! Bu da târihin belki de izin alınarak yapılmiş, ilk kendini ihbâr olayı olsun!...
Devletim'in yanındayım. Milletimle beraberim. Savaştaki Ordum'a dua etmeyen Diyânet'le kavga ederim. Cuma günü Ordum'a dua eden Müftüyü haber yapan satılık "Dolma Kalemler"le kavga ederim. Türk'ü, Atatürk'ü, Türkiye'yi, Bayrağımı, Mukaddeslerimi severim. Bunları sevenleri de sever, sevmeyenleri otomatik hasım îlân ederim!...
Şu an asker olan Oğlum'la ve bütün Mehmetçiklerim'le birlikte ölür ölür ölürüm!... Toprağın vatanlaşabilmesinin tek bedelinin "can" olduğunu bilenlerdenim. Devletim'in yanındayım ve
Devletim'in yanında olanların yanındayım. "Bağımsızlık karakterimdir." diyenlerdenim. Çeteyim ve kendimden başka çete mensubu da tanımam!...
Ağabey; "......daha emekli olmadım... Bu mücadelede emekli olmak yok... Kılıcım elimde, mücadeleye sonuna kadar devam!" buyurmuşsunuz. Allah(c.c.); sağlık, sıhhat ve hayırlı ömürler versin. Daha bize çok lâzımsın Ağabey! Kılıç Ali Paşa'nın oğluna milletin de, "Devlet Yanlısı Çete"(ne demekse) mensuplarının da çok ihtiyaçları var...
Pilavda kırılan kaşığın sapına tüküreyim be Ağabey!...
Bazen fikren sana ters düştüklerim de olmuştu! Büyük bir ihtimalle yine de olacaktır! Ayrı bedenlerde, ayrı akıllarız elbette. Ama Türklük'te, Türklük Sevgisi'nde, Atatürk özlemimizde müştereğiz ya!... Rahmetli Babam'la da çok fikrî ayrılığım olurdu ama, hep te O'nun dediği olurdu!...
Arz edebildim mi Ağabey?...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: