Cuma, Şubat 29, 2008

GEÇTİ BOR'UN PAZARI...

Bütün arabesk duygularım, ayakta!...
"Tanrım! beni baştan yarat!..."
Karen Fogg Çocuğu'na cevap verip tamamladım ve "Sınırötesi Harekat"ın bitirildiğini öğrendim!...
Karen Fogg Çocukları, haklı çıktı!...
Can verdim, kan verdim, şehitler verdim ama coştum habire!... Mehmetçiklerim karla-kışla mücadele ederek PuKaKa'lıları itlaf ettikçe gururlandım!... Şimdi duygularımın Türk yanı, Atatürk yanı, "Bağımsızlık karakterimdir." yanı, târ u mâr!...
Kimi, kime şikâyet edeyim?...
"Kader, kime şikâyet edeyim seni?"
Benimle kıçlarıyla gülerek alay edeceklerini bildiğim Karen Fogg Çocukları'na ne diyeyim şimdi?
Tanrıııım! beni baştan yaraaaaat!...
Devlet olmanın, devlet kalabilmenin tek bedelinin can olduğunu bilen bir millet ferdi olarak benim canımı neden incittiler Tanrıııım?!...
Can verirken, kan verirken acımayan canımın gururu ile neden oynadılar Tanrııııım!...
Gözlerimizden gururla akan, akarken şehit arkadaşının başındaki son nöbetinde Mehmedim'in yüzünü yakan göz yaşlarımızı neden incittiler?!...
Başbakan'ın; Milli Gençlik Vakfı toplantılarındaki hamasetini, hitabetini hatırlatan şiirleri niye okunmuştuuuu?
Genel Kumay Başkanımız; "Kısa süre izâfidir. Bir gün de sürer, bir sene de..." diye neden gönlümüze su serpmişti?...
Yedi yıldır Irak'ı işgâl etmiş olmasına rağmen, binlerce arap kadınının ırzına tasallut edilmiş olmasına rağmen, bir milyondan fazla arabın katledilmesine rağmen ABD'nin bitmeyen kısa süreli terörle mücadelesine rağmen; çok haklı bir mücadele ve operasyonumuz bir hafta da nasıl bitti Tanrıııım?!!!
Bizi mi kandırdılar yoksa bizi kandıranları mı kandırdılar yoksa Allah korusun gerçekten müstakil falan değil miyiz?
İşgalde miyiz? Müstemleke miyiz?
Tanrım! beni baştan yaraaaaaaaat!...
"Terk edip te gitti doooost bildiklerim."
Oysa o kadar "Ölmeğe, ölmeğe, ölmeğe" gitmiştik ki!...
"Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır."
"Bağımsızlık karakterimdir."
"Yegâne fahrim ve servetim Türklüğümden başka birşey değildir."
"Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda mevcuttur."
"Aslî unsurlarıyla yönetilmeyen milletler için izmihlâl mukadderdir."
"Ne mutlu Türk'üm diyene." sözlerini tekrarlayarak öyle Atatürkleşmişti ki millet!... PuKaKa'nın siyasal sözcüsü Zana'da; "Talabani uyanık ol! Biz öğlen, sen de akşam yemeği olursun!" yazılı kürtçe pankartların altında konuşuyordu!...
"Tanrım! beni baştaaaan yaraaaaat!"...
"Servi gibi ümitler döndü birer iğdeye/ Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye..."
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: