Cumartesi, Şubat 16, 2008

DEMİR TAVINDA, BEĞLER!...

Bu gün; Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve Ana Muhalefet Lideri Deniz Baykal ile, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye birlikte seslenmeğe çalışacağım.
Tabi kendi üslûbumla!...
Öfkenin de bir hitâbet şekli olduğunu, Başbakan'dan öğrendikten sonra, edep ve âdap içinde öfkelenme hakkımı da kullanarak elbette!...
Efendiler;
"Yiğit kırk yaşar, fırsat bir düşermiş!" demişler, sonradan sipariş sözlerle, uydurma ve Türk'ün yapısına asla uymayan söylemlerle hafızamızın altlarına girerek saklanmayı başaranlar!... Türk'ün geleneğinde, töresinde asla fırsatçılığın olmadığını, düşene vurulamayacağını hatırlatarak, bu sözün vermek istediği mesajı Türk Milleti'nin; "Demir tavında dövülür." diye verdiğini bildiğimizi de hatırlatayım...
Demir tavında Beğler!...
2. Meşrûtiyetçilerin, ağır tahrikleri sonucu askerin siyâsete müdâhil olması ile Balkanları kaybettiğimizi, Muhteşem Türk Atatürk söylemişti!...
2. Cumhuriyetçilerin de Orduyu ne kadar tahrîk ettiğini, Orduyu tahrîk edeceğim diye uğraşırken milletin hissiyâtıyla nasıl alay ettiklerini, tekrâren anlatmama gerek var mı?
Başbakan'ın ve "Beraber yürüdük biz bu yollarda" sloganıyla özdeşleştirdiği Milli Görüşçü mücâdele arkadaşlarının, fısıltı gazetesi vâsıtasıyla ve bilerek bir yerlere servis ettikleri uydurma haberlerle, Orduyu ve milletin hissiyâtını nasıl tahrîk etmeğe çalıştıklarını hatırlayalım ve görelim artık lütfen!...
Türkiye'de laikliğin ve başı açık kadınların teminâtı AKP imiş!...
Sadık kalmaya yemin ettikleri anayasayı delik-deşik edenlerin, 85 yıllık Cumhûriyet Kazanımlarından intikam alırcasına, teamülleşmiş bütün Cumhûriyet uygulamalarından rahatsız olanların, verdikleri verecekleri teminat, benim gibi sizleri de incitmiyor mu?
Bu teminat altına aldığını söylemenin, gerçek Atatürk ve Cumhuriyet sevdâlılarını hâkir görmek olduğunu, ben mi yanlış anlıyorum yoksa?
Yoksa benim de baldan tatlı öfkem yüzünden anlayışıma mı bir haller oldu?
SP'yi, DSP'yi, merkez sağı satırla ortadan bölmüşçesine ikiye ayıran, ayırabilen; bu ayrışmadan AKP adında hazırlanmış bir partiyi çıkarabilen güç; MHP'yi de böldü, milleti de nerdeyse tam yarı yarıya ikiye ayırdı!...
Bu ayrışmanın, bu kamplaşmanın, bu ötekileşme ve ötekileştirmenin taşeronları da maalesef iktidarı-muhalefetiyle siyasilerimiz!...
Artık hiç kimsenin saklamaya tenezzül bile etmediği bir şekilde Cumhuriyetçiler ve 2.Cumhuriyetçiler arasında resmen mevzîler oluşturuldu!
Millet gergin Beyler!
Milleti, siz gerdiniz!
Dünya coğrafyasını ve haritalarını yeniden tanzime soyunan hakim güçlerin diplomatik dünya turları, sür'atle devam ederken; Türkiye'den, Hindistan'dan, Pakistan'dan, Afganistan'dan, Irak'tan, Arap Yarımadası'ndan ayaklarını kesmeyen dünya jandarması ABD ve ona artık açıkça kafa tutan Milliyetçi Rusya'nın milliyetçi lideri Putin'in restleşmelerini göremiyor musunuz?
Veya gördüğünüz bu korkunç diplomasi trafiğini örtmek için türbanın arkasına mı saklanıyorsunuz?
Sadece muhalefet yaptığını zannettirebilmek için AKP'nin; "Hoş geldiniz." selâmına; "Hoş bulmadım!" diyerek muhalefet yapılmaz!... CHP ve MHP gûya AKP karşıtı imiş gibi davranırken AKP'nin oy yüzdesine katkı sağladıklarını artık görmek zorundadırlar!...
AKP'nin pilot seçim bölgeleri olarak ilan ettiği metropollerde ve Anadolu Şehirlerinde; Cumhuriyetçiler ve gerçek Atatürk sevdâlıları, bir blok oluşturarak AKP'ye karşı durmaya hazırlanıyorlar. Hatta hazırlar bile!...
Ana Muhalefet Partisi olarak CHP; İzmir'den başlayıp-başlatılıp telefon zinciriyle bütün Türkiye'ye yayılan bu heyecanlı oluşumu fark edemezse, fark etmekte ve kanaat önderi siyâset adamlarıyla sür'atle bir araya gelerek stratejisini belirlemezse, korkarım AKP bu oluşumu fark edecek ve bozmak için ne lazımsa yapacak!...
AKP'nin Meclis sıralarında ve kabine koltuklarında oturttuğu, solun deyimiyle "eski tüfekler", bendenizin deyimimle "çakar almazlar"ı hatırlatırım!...
Beğler;
"Demir tavında dövülür." Ve demir de tavında farkındaysanız!...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: