Çarşamba, Şubat 27, 2008

MİLLET'İM; MİLLETİM MİLLEEET!...

MİLLET
Sorma bana oymağımı boyumu
Beşbin yıldır millet gibi yaşarım
Sorma bana ailemi soyumu
Soyum Türklük, soy büyüğüm Hünkâr'ım...

Her ülkede Türk bir devlet kuracak
Fakat bunlar birleşecek nihâyet
Hep bir dille, aynı dîne tapacak
Olacak tek harsa mâlik bir millet...

Deme bana Kayı, Oğuz, Osmanlı
Türk'üm. Bu ad, her ünvandan üstündür
Yoktur Azer, Kırgız, Özbek, Kazanlı
Türk Milleti, bölünmez bir bütündür... Ziyâ GÖKALP

İnsan bazen çok istemesine rağmen bir şey yapamazken; bazen de hiç istemeden, farkında olmadan güzel şeylerin oluşmasına vesîle olabilirmiş!...
Yıllardır ve son aylarda harâretle; "Yeniden Milletçiliğe başlamamız lâzım. Bizim milletliğimizi hedef aldılar ve bizler de bu oyuna gönüllü figüranlık yapıyoruz!" diye feverân eder dururum...
Sözdense, hoşuna giden sesi dinlemeyi mârifet sayan hiç birşey bilmez ukalâdan bazıları; bu tavrımı anlayamadıkları için, çok edepsizce saldırdılar!... Bilmedikleri için soramadılar, soramadıkları için de bilemediler!... Bilemedikleri, soramadıkları için de bilmek, öğrenmek için özel gayretlerde olan millî düşünceli "Hür Akıllar"a, en kibar ithâmları "ihânet" veya "hâinlik" oldu!...
Şimdi ben de onların seviyelerine inerek onlara cevâba yeltensem, Vallahi zamanımıza yazık! Çünkü onların aslâ dinlemek, araştırmak, öğrenmek gibi bir alışkanlıkları yok! Onlar sâdece taraftarlık yaptıklarını zannederek yanında durdukları kişiye veya gruba zarar verirler!... Bunların özellikleri ve bilinen özelliklerinden dolayı farkında bile olmadan üstlendikleri görevleri bu! Ve bunlara, cehâletlerini bildiğimiz için aslâ "hâin" falan demeyiz!... Bunlar sadece zavallılardır ve bu yüzden de mâzurdurlar!...
Milletim;
Büyük Türk Milleti;
Arana kimler tarafından, nasıl ve çok samîmice nifâk tohumlarının ekildiğini biliyorsun değil mi? Seni önce bölüp, sonra parçalayıp, sonra yutmak üzerine inşâ edilmiş bu yüzyılların oyunu, Haçlı Plânını sen biliyorsun değil mi?
Binlerce yıl, hükmettiğin bütün coğrafyalarda, halkları bir araya toplayarak milletleştirebilen tek ve Allah(c.c.)'ın dünya nizâmıyla görevlendirdiği millet olduğunun hâlâ farkındasın değil mi?...
Hâlâ yaramaz çocuklarının kulaklarını çekerek; hâlâ seni ısıran kapı köpeğini veterinere götürüp aşısını yaptırdıktan sonra yerine bağlayarak yalını-yemini vermeğe devâm ediyorsun değil mi?...
Senin bu İlâhî cevâzlı özelliğinin farkında olmayan, olamayan cühelâna da aslâ kızmıyorsun değil mi?...
Bu yüzden Milletsin işte! Bu yüzden özel ve bu yüzden büyüksün Milletim!...
Şu anda da Ordunla; karda-kışta, yaramaz çocuklarının kulaklarını çekerek halkları bir araya toplayıp milletleştirme operasyonundasın biliyorum. Bu yüzden Allah(c.c.) sana hep yârdır, yardımcıdır...
Allah(c.c.) yardımcın olsun Milletim!... Allah(c.c.), bu son cihâdınızda da sizi muzaffer kılsın Muhteşem Ordum...
"Ne mutlu, Türk'üm diyene..."
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: